baba çınar gibidir. meyvesi olmasa da gölgesi yeter diye bir söz vardır.
ne kadar doğru bir sözdür.
insan babasına belki hiç sokulamaz, belki ondan hiç seni seviyorum sözünü duyamaz, belki hiç yardımından faydalanamaz ama onun bir yerlerde nefes aldığını bilmek bile insana bir yerlerde bir kalesi olduğu hissini verir.
o kale yıkılmadan, o kalenin varlığına ne kadar ihtiyaç duyduğunuzu çoğu zaman anlayamazsınız.
sizi 7 yaşınızda son bi kez lunaparka götürüp ondan sonra hayatınızdan çıkıyorsa da sıkıntı vardır. yaşıyordur, yeni bi ailesi vardır, hatta hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bi kardeşiniz bile vardır. zorlukları tabii ki vardır etrafı izlerken ailelerden gözünüzü kaçırmanızı sağlar, tüm güveninizi alır sonuçta daha küçük yaşta güvenmeniz gereken ilk adam atmıştır size kazığı ama öte yandan getirileri de çoktur güçlü bi insan olarak büyümek gibi.
saymakla bitmeyecek zorluklardır. başedilir tabiki nice sonra öğrenince.
en büyük zorluk 'baba' kelimesini artık kullanmadıgınızı anladıgınız bir anda bu gerçekle yüzleşmektir. 11 yıl boyunca hiç baba dememişsin. en alakasız yerde bir şekilde demişsin işte. ne can yakar.
sonra üniversite kazanmışsın yurda kayıt yaptıracaksın başında baba yok. baba gibi ana var fakat bunu anlayacak bir millet değiliz.(istisnalar vardır elbet.)
yurtta sorun yaşarsın müdür gider yapar. baban olsa yapamaz ama. yapsa bile daha usturuplu olur, çekinir. ne acı değil mi? böyle insanlar var bu memlekette.
nişanlanacaksın evleneceksin her kafadan bir ses çıkar. 'son sözü' söyleyen bir güç yoktur çünkü.
uzar da uzar bu zorluklar.
analı babalı büyüyenlerden 1 fazla zorluk gösterir hayat bir yanı eksik olanlara.
ve babası olmayan hiç kimse 'babam ve oğlum'u anlayamaz. (bu da iyi bir şeydir belki.)
ertesi gün ilkokul birinci sınıfa başlayacağım. heyecanımı bastırıp erkenden yatmışım odamda. uyur uyanık yatıyorum. içeriden sesler yükseliyor, bi gidip bi geliyor sesler net kelimeler seçemiyorum ama birşeyler oluyor. çıkıyorum odamdan evin içinde komşular, teyzem ve annem. anneme gidiyorum, anne diyorum babam mı öldü? nerden çıkarıyorsun oğlum diyor gözünü kaçırıyor. anne diyorum kirayı kim ödeyecek?
bu yaşıma geldim, hala bu an gözlerimin önünde, evimizin direği babam gitti, aklıma ilk o geldi.
benim hikayem değildir, bir abim anlattı, bana da çok dokunmuştu.
Bir zaman'dan sonra insanin alışabileceği zorluklardır. zorlukları ise şöyledir.
*size karı kız olaylarını anlatacak kimse olmaz **
*Öz güven eksikliği yaşarsınız. hani o babanın verdiği güven vardır ya aslan oğlum yaparsın sen falan işte bunlar yoktur.
*Dayak yediğinizde veya kavga ettiğinizde arkanızda kimse olmaz. babamı çağırıyom lan gibi laflar edilmez.
*Eve Hırsız girse bir şey olsa baba yoktur. korkularınızı tek yenmek zorunda kalırsınız.
13 yasımda tanıdım kendisini, o zamana kadar nerdeydi acaba, ilk defa o zaman öğrendim baba diye bir varlık varmıs.
bir yanım hep eksik, bir yanım hep yarım kaldı, "benim babam senin babanı döver" diyemedim hiçbir zaman.
baba yüreğini doğarken aldırmış adamın çocuğu olmanın yanında oldukça acısız ve sancısız büyümek olsa da zordur.
okulda benim babam cümlelerine yanıt verememek zordur.
sokakta babasına sarılan, koşan, sığınan çocuklara bakmak zordur.
evde annenin sığınağı olmak zordur.
yatakta yanağına kondurulmamış baba öpücüğünün yerini doldurmak zordur.
ilk gözyaşını, ilk gülüşünü, ilk mezuniyetini, ilk aşkını, ilk işini, ilk maaşını babasız yaşamak zordur.
babalı babasızların ben daha beterim tavırlarına katlanmak daha da zordur.
Küçük yaşta babasını kaybetmek erkek çocuk için daha zordur. Çoğu soruyu kendısı cevaplamak zorunda kalır. Sakal olmayı yanağını parçalayarak öğrenmektir.
önce dünya başınıza yıkılır. kuru başsağlığı ve taziyeler kısa sürede terkeder sizi. sonra enkazdan kalan yaraları sarmaya çalışarak tutunursunuz hayata. ve hayat tüm gerçekliğiyle dikilir karşınıza. yalnızsınızdır. dayılar amcalar hikayedir. ateşin yaktığını dokunarak öğrenmek zorunda kalırsınız. onun zarar verebileceğini öğütleyen yada risklere karşı sizi uyaran bir babanız yoktur artık. kolay gelsindir o saatten sonra. allah yardımcınız olsundur.
aile pikniklerini, eskiden dost olan akrabaları iyi sandığınız, annenizin sadece anne olduğu günleri özlemektir. bir kız için daha zordur belki.. hayatındaki erkek figürünün eksik olmasıyla korunma içgüdüsünün tatmin olamaması, ya yanlış sığınaklar aramaya iter kişiyi ya da daha sert bir kişiliğe büründürür.
Bana tek bir zorluğu oldu. Öldükten sonra yanımda "babaaa" diye seslenen çocuklar...
Tabi şu da var, siz o kadar adım atın, babanız nasihat etsin (ki bana yalnızca oku nasihatini verirdi), kariyerinizde büyük bir noktadayken veya millet içerisinde artık kat kat önemli biri olduktan sonra bunu babanızın görememesi. "Keşke oda görseydi" diyeceğiniz zamanlarınız da olacaktır.
anlatilmaz, yasanir. bir omur kolu kanadi kirik kalmaktir. hele ailede yasi buyuk sizseniz, omuzlariniza buyuk bir yuk biner. kisi icin muthis zor bir hayat tecrubesidir.