dayak yemek üzere olan evlattır.bir kaç yumruk daha az yemek için söylemiştir.ama alnı ile burnu aynı hizaya gelene kadar dayak yemiş çocuklar da vardır.
çocuğu için yaptığı onca fedakarlıkları gören evladın deyişidir bu. elli küsür yaşına gelmiş ve eşşek* kadar olan oğlunu okutmaya çalışmak için emekli olduktan sonra bile çalışan bir babaya söylenen bir deyiştir. babacım demekten utanan, bunun kötü birşey olduğunu düşünen kendini beğenmişlerin oğulları onlara peder bey deyince tekrar konuşmak istediğim deyiştir.
öyle enteresan bi durumdur ki bab bile gerilir böyle durumda
- merhaba oğlum nasılsın?
- iyiyim babacım sen?
- ben de iyiyim
-babacım naptın bugün?
- oğlum sen niye bana babacım diyosun, rahatsız oluyorum
herkesin oğlu gibi baba desene bana.
- peki babacım.
bir gün onu okuluna götüremese de, bir gün oturup onunla doğru dürüst ilgilenemese de, belki birlikte balığa çıkamasalar da, bilir babasının onu ne kadar sevdiğini. sağlığı yerinde olsa onun için herşeyi yapabileceğini. bunca yıla hürmeten çıkar ağızdan babacım lafı. bunca yıl onurlu yaşamanın belki de karşılığında küçük bir teşekkür. babam, babacım... asla yapmacık değildir. kardeşimdir bu benim.
babam, benim gibi hayta bir evlada sahip olan babam, sırf ben istiyorum diye karnemde 3 zayıf olmasına rağmen bana daha fi tarihinde 18 vitesli bisiklet alan babam, sırf ben istiyorum diye annemden gizli cebime harçlık koyup yazın herhangi bir sahilde çadır kurmama izin veren babam,
yine arkadaşlarla kafayı çekerken annemden gelen bir telefonla hastahaneye koştuğum bir sigorta hastahanesi köşesinde sedyede bulduğum beni görünce felç inmemiş kolunu bana uzatan belli belirsiz "oğlum" diyen babam,
doktorların "amcaya bir şans verip ameliyat edelim" deyip bana bir kağıt imzalattıkları babam, ama verilen şansı iyi değerlendirip 1 ay komada kaldıktan sonra gözlerini açan aslan babam,
iki sene hastahanede kalıp da sol tarafının felçli kalmasına rağmen hastahaneden kol kola yürüyerek çıktığım babam,
oturduğu yerden bana bir telefonla iş bulan babam,
2 yıl sonra düşüp kalçasını kırdığında kucağımda taşıdığım babam,
işten evime giderken özlediğim yolumu değiştirip gittiğim felçten dolayı yüzünün yarısı hissiyatını kaybetsede bana "ne haber lan üçkağıtçı" diyen canım babam babacığım...
babasına kızmış olan erkek evlat da olabilir bu kişi. mesela araba kullanırken yanında oturan babası sürekli direktif veriyordur falan. ordan gitme, aynaya bak, frene bas, çok yavaşsın, sinyal ver vs vs vs...bu durumda sevgi gsterisinden çok dudak arasından dişler sıkılarak tamam babacım,peki babacım şeklinde he deyip geçmektedir belki de. neden olmasın ki?! var öyleleri de.**