babası vefat etmiş kişinin başından geçen bazen üzücü bazen kırıcı olaylardir. benimde babam ben küçükken vefatetti ve yaşadığım en üzücü olaylarsa şöyle; öncelikle bu öğretmenlerin ilkokulda ki baba mesleği merakı bitirdi beni çocuktum aslında utanılicak hiç birşey yok ama yeni tanışma gerçekleştirilen hocalar baban ne iş. yapıyo diye sormasin diye dua ederdim. bide bunun iyice abartanlari var mesela başımdan geçen diyalog; -baban ne iş yapıyo oğlum +babam vefat etti -hee nasıl geçiniyonuz siz? kim bakıyo? bir insan nasıl bu kadar düşüncesiz olabilir anlamiyorum gerçekten. şükürler olsun yoksulluk hiç bir zaman çekmedim bugüne kadar bolluk içinde büyüdüm belki ama arkadaşlarim içinde o hocaya cevap verememek çok üzmüştü beni yani küçücük çocuktan ne cevabi bekliyosun ki be adam evlerimizi arabalarimizi mi soylicem sana adi.
çok az tanıdığım birinin başına gelmiş. adeta güç totemi gibi bir görev üstlenmiş babası öldüğünde ne kadar pasifleştiğinden bahsetmişti. okulda terör estiren, resmen okulu yöneten, hocaların korktuğu bir ergen birden olgun bir birey olmuş. yenik bir biçimde kabullenmişti hayatı.
bazen üzücü, bazen kırıcı, bazense yerle bir eden durumlardır. babasız geçen ilk babalar gününe denk gelen bir sınav. insanların o gün arayıp bunu inatla hatırlatması sanki bir nevi. baba dendiğinde canın yanmaz belki ama hatırlarsın yavaş yavaş acı çekersin. ve gerçekten en zoru da genç bir kız olması babasını kaybeden kişinin. sanki babası ölünce başıboş, karaktersiz, namussuz oluverirler birden. güveni zaten azalmıştır bu kızın insanlara bir de utanmadan seviyesiz yorumlar yapan akrabalar.
Bi erkek değil de bi kızın babasının vefat etmesi onun için dünyanın metrekaresinin iyice daraldigi manasına gelir. Erkek olarak babam vefat etti çok erken yasta hemde ama karistirmam kimseye hayatima sokarim lafı geçerim.
insanlar anlamaz, anlayış göstermez.
bu tür şeyler insanların empati yoluyla kavrayabileceği yaralar değil. illa bir olay olması gerekmiyor. zaten üzücüdür. insanın aklından zaten çıkmaz bu tür ayrıntılar.
en ufak bir şey, bir ses, bir renk.. yitip gideni hatırlatacak en ufak detay aklınızın alamayacağı kadar can yakabilir. ve bunu kelimelere dökemezsin. içinde öyle birikir her şey.