ben işçi çocuğuyum evladım
demiryolu atölyesi işçilerinden
emekli şükrü'nün oğluyum
ekmekle doydu karnım
ekmekle avutuldum
ekmekle korkutuldum
sen sofraya havyar da koysan kuzu kızartması da
önce ekmeğe varır elim
çilemin adı benim
ekmek kavgası...
hiçbir şey istemedim şu dünyadan kendim için
ne köşk, ne araba, ne para
tükürmüşsem içine
senin tapındığın o sıfatların
satıyorsam emeğimi yok pahasına
ben işçi çocuğuyum evladım
benim davam başka dava.
tersine gurur duyulması gerekilen bir babadır çünkü.
kazandığı her kuruşta yorgunluk teri vardır ve o baba hep çocuğunu, eşini düşünür.
kendi için hiçbir şey almaz. sadece doğum günleri ve babalar gününde yine kendi parasıyla ailesi hediye alır da yüzünde kocaman bir tebessüm oluşur.
elleri öpülesi, kocaman kalpli bir babadır o.
babam gibi işçiler olmasa nasıl kalkınır bu düzen herkes patron olsa kim çalışır. zor bir durum işçilik ama alın terinin hakkını almak daha da güzel. yan gelip yatan babam olmasındansa işçi babam daha hayırlı sağ ol baba 4 çocuk okutuyorsun 6 boğaz bakıyorsun. patron olmasan da gerçek hayatta sen evimizin reisisin.
babası işçi olduğu halde bir insan neden utanabilir. türkiye de her insan dükkan sahibimi. vatandaş iş bulamadığından dolayı her gün sokaklarda kavga çıkıyor. işten atılan insanlar, sokaklarda açlık grevine bile çıkıyorlar. günümüz türkiyesin de bir insanın babası işçi olarak çalışacak oğlu babam içi diyerek utanacak; işi olup çalışan bir insanın oğlu babasından utanma değil gurur duyması. şayet işten çıkarılırsa ne hallere düşeceklerini tahmin etmesi lazım. bir genç insanın babasının işçi olduğu için utanması değil gurur duyması lazım.
biri gatha demiş yine.
babanın işçi olmasının utanılacak bi yanı yoktur. sonuçta kişi mesleğiyle değil kişiliğiyle ölçülmelidir. sunuculardan daha kültürlü, profesörler kadar akıllı bir adam sırf o zamanlar yaşadığı ülkede türklere ırkçılık yapıldı diye bu işi yaptığı için kimse yargılayamaz ya.
babası işçi olduğu için utanan hayvanın tersidir.