ısrarla bir şey istediğim ve bu uğurda herkesin başının etini yemeye hazır olduğumu anladığı anda bana bakıp gülümseyerek 'annene sor' diyip topu anneme atması 'ben parayı veririm anan senle uğraşsın, gerekli mi kararını versin sonra gel' diyen adeta devlet dairesi işlemi bekler gibi anne babanın karar vermesini beklemek gibi bir sancılı süreci başlatan sözü söylediği ve içimden (ohoooben vazgeçtim tamam!) dediğim andır.
şu an sıkıntı çekmesem de en çok 15 yaşımda ailecek pikniğe gittiğimizde abime olum kardeşine de rakı koysana demesidir.
o zamandan beri babamla içmekten çekinmedim.
parası olmadığında dahi çaktırmadığı. Gerekirse cebindeki tüm parayı verdiği andır. Baba o zaman senin paran olmaz gerek yok deseniz. Yok oğlum benim param var dicektir ancak parası yoktur. Siz gidin 3liraya bir bardak çay için diye 10liraya kahve için 25liraya yemek yiyin diye kendisi cebinde 2 tl ile gezer. Utanıyorum kendimden
"Ben sana güveniyorum" diyip sıkıca sarıldığı andır.
"Sen ehliyeti al benim yerim yan koltuk" dediği andır.
Sınavdan sonra ağlarken "sonuç ne olursa olsun ben hep senin babanım" dediği andır.
Sevgisini hiç göstermeyen bir kere bile sarılıp oğlum dememiş adamın, sizi uyuyor zannederken gelip başınızı okşaması, hasta olduğunuzda bütün gece yanında beklemesidir.
Varsın hiç sevgisini göstermesin en azından bilirsiniz ne denli gerçek ve büyük bir sevgi beslediğini.