eskiden 20 kiloluk odun çuvalını* hık demeden iki kat çıkartabilirken, şimdi 14 kiloluk kızımı iki üç defa havaya kaldırınca nefes nefese kalmasını görünce insanın kafasına dank eden, kabullenilmek istenmeyen durum.
insanın içini acıtan durumdur. yaklaşık sekiz ay sonra ilk defa görürsün. baba seni alıp götürmeye gelmiştir. lakin beş saatlik yol ona ölüm gibi gelir. yorulur, tabelaları kaçırır... sen yan koltuktan onun yeni beyaz saçlarını ve yeni kırışıklıklarını izlemeyi bırakıp co-pilotluğa soyunursun. akşam erkenden yatıp, sabah erkenden kalktıklarını gözlemlersin. hatta babanın, tıpkı eskiden dedenin yaptığı gibi gece uyanıp dolaştığını, deliksiz uykunun artık ona haram olduğunu gözlemlersin.
üzülürsün. üzülürsün de, bazen güldürür insanı. espiri yaparsın anlaşılmaz daha komik bir durum çıkar ortaya. yada dizi izlerken bir insan evladından ilk defa duyabileceğin türde yorumlar dökülür dudaklarından.
kırılırsın gülmekten. kırılırsın da hiçbir kırgınlık kadere olanla boy ölçüşemez...
çocukluğun bittiğini anlama anıdır. seni ayağa diken adamın yaşlandığını görme anı, artık kendi ayakları üzerinde durman gerektiğinin işaretidir. sadece ekonomik değil psikolojik açıdan da artık 'teksin' demektir bir yerde.
insanın içini burkar, beyazlaşan saçlarına baktıkça inanası gelmez insanın ama gerçektir,insanın en güvendiği adeta dev gibi koruyucu değerli varlığı artık yaşlanmıştır.
çok lanet bişeydir. kahramanınızın saçında ufak tekef beyazlar belirir. kilosuna dikkat etmesi gerekir. hastalıklar baş gösterir aklınız çıkar öksürük bombardımanına tutulunca yalvarırsınzı ona bişey olmasın diye ama babanız artık 57 yaşındadır, siz küçücük olsanız da o artık kocaman olmaya başlamıştır.
yaşlandığını göremeden ölen babalar da vardır. benim babam görmemiştir, gerçi 1 ayda yaşlanmıştır ama hastalığının ağırlığından onu bile fark edememiştir. en iyisi her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu unutmadan, yaşlandığını bile fark ettiğine sevinebilmektir.
kaybetme korkusu yaşamak aileden önce ölme isteği uyandırıyor . beni bu dünyada tek başıma bırakacak sonu başı belli olmayan yerlere gidecek. konuşması, düşünmesi bile üzüyor insanı.