''sigarayla saygı olmaz''cıların rahtlıkla yaptıkları bir iştir. Sigarayla saygı olmaz derler, babalarıyla lan lun konuşurlar, saygı onla olmaz ben babamla içiyorum bile derler, saygı onla olmaz der, konuşurken babanın yanında dümdüz girerler ve en son olarak baba odaya girdiğinde ayakları tavana dikerek hiç toparlanmadan tv izlemeye devam ederler. biz babamla samimiyiz öyle şeylerle saygı olmaz derler...
EDit: babam benim elimde sigara görecek, hiç bir şey demiyeceğini bilsemde gerekirse elimide söndürür gene saklarım o sigarayı.
Babamla arkadaş gibiydik, maç izlerken verdiğim molaları farkeder, kaçırma yak şurda derdi kızarak, tabi ne kadar izin verse de öyle rahat içemezdim, sırtımı döner 10 nefeste bitirirdim, bu kez yine kızardı '' yavaş iç şunu''. Sigara içmeyerek saygı duyulması yerine, yalan söylemeyip, samimi olmamı bekledi hep. Ruhun şadolsun
Babam annemden sıgara içtiğimi öğrenince benı karsısına aldı sıgara ıcıyormussun dedı evet dedım tam o sırada nasıhat vermesını beklerken aman kızım bız yaptık sen yapma bak basladık bırakamıyoruz senın cıgerlerın kucucuk demesını beklerken hangısını ıcıyorsun dedı winston baba dedım ben bıle parlament ıcıyorum sen ne demeye winston ıcıyorsun o sıgara mı be dedi.
içmek, içmemek saygı göz önünde buludurularak yapılan bi' eylemdir. küçük kafamla ben,
saygının sigarayla olmayacağını düşünürüm.
inceden yazıyorum, okuyun ulan ayılar.
13 14 yaşlarındayım, babamla bir tırın içinde 400 kilometre yol yapmamız lazım,
çünkü beyninden ticari zeka fışkıran peder bey, bir tır dolusu çiçek, ağaç, tohum alıp
daha sonra eline yüzüne bulaştıracağı seracılık işine girecek. bambaşka bi' hikaye.
araçta ben, dayım, babam ve sürücü amca var. sürücü amcayı hiç anlatmıyorum zira herif bambaşka bi ' kitap.
yol boyunca pederle tartıştı "kapat amca camı donduk" diye. ne diyeyim peder beyin öyle ilk görüşte sevilen bi'
mizacı yok.
dayım genç o zaman, askerden beri sigara içiyo. enişte aşağı, enişte yukarı peşinde adamın.
yardım mı etmiş peder bey dayıya askerden gelince, ne yapmış bilmem, öyle bi' rivayet döner.
her neyse daha önce bahsettiğim ticari zeka fışkıran peder bey var ya,
hah işte onun acayip bi' huyu var, alışveriş yapacağı insana acındırmak için mi bilmem, ufaktan yalan söyler.
gittiğimiz çicekçiye de benim dayıyı oğlu, benim abim gibi tanıttı. anlatıyo resmen senaryo orda iki oğlum var,
öyleler böyle okuyolar vesaire. sonra dayı çıkardı sigarayı yaktı, derin derin çekti içine,
ama nispet yapıyo sanki pedere, sanki dert deryasında boğulmuş da çıkmış.
ne bileyim işte benden habersiz tıra hatun atıp, sevişmiş de üstüne sigara yakmış sanki.
peder bey de dik dik bakıyo tabi, dayı ne kadar çekiciyse o an o sigarayı içerken, peder de o kadar
iticiydi anasını satayım. neyse dayanamadı tabi bizim zıpır.
cümleler tek tek döküldü ağzından:
"...her şeyi öğrettim de hala babasının yanında sigara içmemesini öğretemedim.." dedi.
ulan çılgın sanki atatürk bana. ..hir şiyi iğrittim di.. neyse,
ta o zaman kazımışım beynime bunu, nasıl işlemiş bilincime. o günün üstünden nerden baksan 10 sene geçti.
7 yıldır sigara içiyorum, bir kere içmedim pederle karşılıklı. isterdim oturalım içki içerken, çay içerken.
saygımdan değil ha. o öyle istiyo diye içmedim sadece, hoş sigaraya başladığımı öğrendiğinde bile ağzımızı açıp konuşmamıştık.
hala "baba ben sigaraya başladım" desem şaşıracak gibi hissediyorum bazen, sonra diyorum "lan oğlum
salak mısın ?" paket paket aşırdığım sigaralar geliyo aklıma.
ama yok bu adam sigara içecekse, o içki masasından kalkacak, balkonda tüttürecek sigarasını.
sokayım öyle saygıya ben.
fsm köprüsünde trafik sıkışmıştır ve baba sigara içtiğini bildiği oğlunun yanında püfür püfür içerken aşağı yukarı bu yolda 4 saat kadar gideceklerini bir an olsun düşünerek şu diyaloğa sebebiyet vermiştir.