-baba bugün ayın kaçı?
+ulan onu da mı bana soruyosunuz. siz ne zaman adam olacaksınız? ekmek elden su gölden yaşamaya alıştınız iyice. zaten o abin de hiçbir halt etmeden geziyo üniversitelerde. * senin de bir bok olacağın yok.
buaradan çıkaracağımız hisse babaya gün, saat sorulmaz!
lise yıllarında sabah kahvaltısına geç kalan ben, masada oturan babamın hemen yanında ayakta bir şeyler atıştırmaya çalışırken babanın verdiği ayarı yıllardır unutamam.
sabah siki gibi dikilmesene tepemde...
söz değil de daha çok "anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı?" sorusunun değişik versiyonuydu. *
- sen kimin kuzususun?
cevabım ise basitti:
- ikinizin de! * **
ilk ergenlik döneminde karısılan bir kavgadan sonra:
-şimdi kendini dünya'nın en güçlü erkeği zannediyorsun doğal,
bir süre sonra sırasıyla kendini dünyanın en yakışıklı, en zeki, en birikimli, en tecrübeli insanı da zannedeceksin bunlar da doğal olacak.ama tüm bu doğal süreci erkenden bitir,uzadıkça komikleşirsin.
bir de... el yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanır...
-.......
insanlara hiç bir zaman çok fazla değer verme bir gün çok değer verdiğin o insandan öyle bir tokat yersin ki kendini öldürürsün hiç bir zamanda bir insanı aşşağılayıp hafife alma o insanın sana öyle bir yararı dokunur ki vicdan azabından kendini alamazsın.
-olm sen hiç adam olmuyacan mı?
-ne oldu ki baba?
-yok oğlum bir şey, sen devam et böyle. elalemin oğluna bakıyorum da, biz boşuna çabalamışız.
-haklısın baba.
-şerefsize bak! haklısın diyo birde.
-(içlerden, derinlerden gelen bi ses: ne diyecem olum başka.)