Amerika, avrupa gibi pragmatist toplumlarda olağan, bizde ise sıradışı olandır. çok azdır böyle babalar. bazen beni çıldırtsalar da ülkem insanını seviyorum.
18 yaşını doldurup üniversite kazanılmayınca yaz aylarında duyulan cümledir. Harbiden can yakar isyan ettirir kendi içinde adama sonra düşünüldüğünde baba haklıdır. Masraftan başka bir şey olmadığını düşünür insan. Hele bu olay bir daha tekrarlarsa iyice boka sarar ve iş hayatına atılmış bir halde bulursunuz kendinizi. Hayat zor.
Öyle baba olmaz efenim. ya dellenmiştir bi an ağzından çıkmıştır ya sizi bu laflarla gaza getirmek istiyordur ki sizin iyiliğiniz için ya da o baba Şam babasıdır, iskele babasıdır. yalnız biyolojik babadır.
gerçek baba dediğin dağdır. çocuğundan yağacak kara dayanacak tek dağdır.
ya da bilmiyorum şanslıyım belki ben böyle gördüm.
Aslanım benim. ****
hala bunun avrupa toplumunda olağan olduğunu söyleyen andavallar var amına koyim. ben oturup ağlıyorum standart türk vatandaşının cehaletine. sorsan bir tane avrupalı arkadaşı olmamıştır bu dingilin ama avrupalı aile yapısı hakkında böyle tasvirler yapabilir.
he amk. türk milleti süper. he avrupalı pragmatist. çocuğunu 18 yaşına gelince sokağa atıyor. türk milleti gibisi var mı? he he.
bizim peder ''bana yararın yok zararın bari olmasın siktir git bu evden'' dedi. 15 yaşımdan beridir bayramdan bayrama giderim. şimdi de ''bizden uzaklaştın gittin, sağ mısın ölü müsün haberimiz yok'' diyorlar. dinen üzerimde vebal olmasa o kadarını da vermezdim.
bunun diğer versiyonu ise beraber yaşamadığınız babanızın reşit olduğunuz ilk ay size karşı;
"zaten okuluda bitiremedin senden bir bok olacağı yok. bu dünyaya çöpçülerde lazım diyerek birde çalışmazsan seni şikayet ederim boş yere annene yük oluyorsun" tamı tamına bunu der. ve işe başlanır.
böylede göt bir babam var.
üniversite okuyan, devletten burs/kredi alan, babasından para pul istemeyen yani masraf yaptırmayan (anne baba ayrı ise ve başınız sıkıştığında size yardım eden tek kişi anne ise baba gerçekten masraf etmemiş olur.) gençlerin bile babadan duyabileceği bir laftır. bütün kış başka şehirde üniversite okusa da yaranamaz ona o evlat. 'yazları boş geçiriyorsun, gir bi işe çalış, yük oluyorsun bana' der. eyvallah dersin, bu da bir bakış açısı lâkin bu neyin yükü dersin. o evlat boş gezse, okumasa, orda burda sürtse haklıdır baba sitem etmekte o ayrı konu. lâkin durum dediğim gibiyse hakkaten bi durup düşünür evlat, neyin yükü? öğrenciye verilen yaz tatili onu gözüne batıyordur belki de. sonra söz konusu evlat düşünür ki, ha doğru; babamla haftada bir buluşuyorum da zamanını alıyorum, herhalde yük derken bunu kastetti... başkalarının baba evinden ayrılmamak için özel üniversitede okuyan çocuğu ile kıyaslarsa bir de evladını, işte o zaman insanın kafası bozulur. madem yaranamıyorum, madem yük oluyorum sana; hayatından çıkar giderim, sorun değil der evlat. bu defa da böyle söyledi diye baba onu suçlar ama evlat çok kırılmıştır, belki de gerçekten daha fazla katlanacak veya umursayacak gücü kalmamıştır. bir daha katlanmaz, bitirir.
böyle yapa yapa evladını kaybeden çok baba var, sonra pişman oluyorlar. geleceğin babaları yapmasın bunu çocuklarına. kırmasın kimse kimsenin hevesini, kalbini.