babamla annem arasında 15 yas vardı diye babama laf ediyorlar.
ne subyancılıgı kaldı ne baska seyi.
insanlar hep boyledir.
hep bilmeden konusurlar.
babamın hikayesi soyle.
babam 18 yasındayken 30 yasında tiyatrocu dunya guzeli, dunya entelektueli bir kaıdnla olmaya baslıyor.
beraber eve cıkıyorlar. buyuk ask.
babam kadını mutlu etmek, onu pırlantalara bogmak icin hayvan gibi calısıyor.
on sene beraber duruyorlar.
babamın hatırlanan en entelektuel olayı bu:)
cunku tiyatrocular her zaman kalburustu dusunebilen aydınlar olmustur.
sonra ayrılıyorlar.
bu sefer kendinden 15 yas kucuk anneme asık oluyor.
buyuk ask gene.
hayatı boyunca annemin hayatının askı oldugunu soyledi ve buna sahit olmak harikaydı.
-bir babanın cocukları icin yapacagı en guzel sey annelerini sevmektir.
victor hugo
kardeşim küçükken "baba international relations ne demek?" diye sormuştu, o esnada koltukta gazete okuyan peder bey gazeteden kafasını bile kaldırmadan "enternasyonel relasyonlar" şeklinde cevap vermişti.
Benimkinin paçalarından bilgi ve birikim akardı desem abartmış olmam. Rahmetli bize de çok aktardı bildiklerini Ama üslubu pek bir sertti. Aile dışındakiler ona saygı ve hayranlıkla baksalar da, ben ilginç bir şekilde ona benzemeyi hiç istemezdim.
2012-13 zamanları Kıbrıs tatilimiz de bulunduğumuz otelde o dönemin çgh ekibi tatil için gelmişti. Kendisi fotoğraf çektirmek isteyenlerin sırasını görünce kendi yükselttiklerinden fotoğraf almak için sıra bekleyen tek milletiz onları o koltuklara oturtan biziz gelsin benimle onlar fotoğraf çektirsin demişti. Halen aklıma geldikçe gülmekteyim.