çocuktan çok babayı üzen durumdur.
okulda veya dışarıda aç saatler geçirsin.. akşam olsun dersin, gideyim evimde sıcak bir çorba içeyim.
içersin çorbanı, fazlası da pek yoktur zaten..
gece olduğunda soğuk yatağına yatarsın ve ağlarsın, gözyaşların bu düzene isyan eder, paraya, insanlara isyan eder.. bir ses duyarsın bu isyan anında gecenin kör karanlığında, babanın sesidir, evimizin, dünyamızın, çocukluğumuzun her şeyi olan babanın sesidir..işte öğrenirsin o an.. babalar da ağlar..
yakın zaman. yıl 2001 sonu 2002 başı. 2001 krizi başlamış serenitytheone ve ailesi krizin madurlarından sadece biri olmuştur. şansına burslu olarak üniversiteyi kazanan serenitytheone ın bu başarısı bile aileye matem haberi gibi gelmiştir. elde yok, avuçta yok. okula gidecek, kitap alacak, giyinilecek para yok.
her ay 30 milyona turyol kartı alınıyor, dolmuş parası olabilirse ayarlanıyor. Yoksa altıntepe- kadıköy yolu yürünüyor serenitytheone tarafından.
Babada para yok. Ama hakikaten yok. Dağ gibi adam, piyasasının en ünlü adamı, bizim maddi imkanlarımız sizi çalıştırmaya yetmez denerek işe alınmıyor. Baba da diyemiyor asgari ücrete razıyım. Dedirtmiyorlar. Elinde birikmişlerle kirayı ödeyebiliyor sadece. 8 ay boyunca serenitytheone değil harçlık istemek, başkalarına yaptığı ödev ve çevirilerle kazandığı parayla eve yiyecek alıyor.
Sonra 2002 biterken baba serenitytheone ın kapısına gelip; lütfen bizimle çalışın diyorlar. Para geliyor yine. Hayat düzeliyor.
Baba unutmuyor kızının emeklerini. ilk maaşını olduğu gibi serenitythone a vermeye kalkıyor; birikmiş harçlıkların ve aldığım borçlar için kızım diye.
yine birlik olmanın, aile olmanın ne kadar anlamlı olduğu ortaya çıkıyor. cebinde beş kuruş olmasa da baba yine baba evlat yine evlat.
düşüncesizliğinizden değil...
onu üzmek için hiç değil...
nasıl kıyılır ki zaten.
bilseniz sormazdınız bile, istemezdiniz ki.
çoğu zaman parası olduğunu bildiğinizde bile zor gelirken para istemek, o elini cebine attığında ve ancak bikaç tane ekmek alınabilcek bir miktarda paraya ikiniz de aynı anda bakakaldığınızda acaba kimin canı daha çok yanar.
çocuğuma harçlık bile veremiyorum diyen baba bir tarafta.
kendine lanet eden çocuk diğer tarafta.
anlamsız, sonradan kendinizin bile hatırlayamadığı kadar anlamsız, teselli etmeye çalışan, aslında önemli olmadığını anlatan cümleler kurarsınız.
yanından hızla uzaklaşsanız bi türlü, kalsanız bi türlü.
hayat boyu unutulmayacak olan, o vestiyer önündeki sahne en ince ayrıntısına kadar kazınmıştır artık beyninize.
o resim her canlandığında o günkü gibi yanar canınız, o günkü gibi kızarsınız kendinize.
bu biraz da şey gibidir. hani yavrusu askerdedir, telefonda "baba" der, " bugün operasyon var, hakkını helal et."
işte o anda da söylenecek fazla bir şey yoktur.
susar kalır iki taraf da.
yoktur öyle bir şey.
bilirim; bir baba gerekirse kendi yiyeceğinden kısar harçlık verir çocuğuna.
- paran var mı oğlum?
+ var baba, yeter bu bana.
- yok ben sana 100 lira daha yollayayım.
+ yok gerek yok baba, zaten 250 liram var, yeter bu bana gelene kadar.
bu konuşmanın anlamı şudur:
- paran var mı oğlum?
+ aslında yok ama sizde de yok, biliyorum. boşuna aç kalmayın benim yüzümden.
- boşver oğlum. sen yeter ki orda aç kalma. gerekirse bir kaç gün yemek yemeyip 100 lira yollarız.
+ sıkmayın kendinizi baba. cebimde 10 lira var, onla bir şekilde idare ederim.
baba kelimesinin anlamını en rahat anlayabileceğiniz andır en sıkışık zamanda size harçlık yolladığı an. yanlış anlaşılmasın maddi olarka bakmıyorum olaya, ama o sıkıntıları göze alacak kadar çok sevildiğinizi anlarsınız.
trajik bir durum. sadece para meselesi değil bir babanın çocuğuna vermek isteyipte veremediği herşey iki tarafında yüreğini dağlar . allah düşman başına vermesin.
bir baba için ne kadar acıysa çocuk içinde öyledir . mevzu sadece para değildir babasının gözlerindeki çaresizliği görmesidir . hangi yaşta olunursa olsun bu hep üzücüdür çünkü babalar çocukları için hep en iyisini en güzelini eksiksiz yapmak isterler . yaşla alakası yoktur .
Aslında babadan çok çocuğu üzen bir durumdur.Babasının, onu koruyanın kollayanın bu duruma düşmesine veya bu durumda olmasına çok daha fazla üzülür çocuk.