babadaki fiziksel değişimi gözlemleme fırsatı veren ekseriyetle güldüren resimler.
eski çekmeceleri karıştırırkene, bizim pederin böyle bir resmini buldum. kim bilir kaç sene evvel, dayımın düğününde çekilmiş. yalnız tip bomba. saçlar daha dökülmemiş, sağa doğru taranmış. fakat sol üst köşeden bombe yapmış. gözlükler; çerçevesi sığır kemiğinden, camlar colormatik. kalabalığın arkasında, sinsi sinsi sırıtıyor. sezercik'in fotoğraf karesine tesadüfen dahil olmuş erol taş gibi. bildiğin amerikan sapığı lan.
allah muhafaza civarda cinayet neyi işlenir de, polisler bizim evi ararlarsa, bu fotoğrafı bulmasınlar. sorgusuz sualsiz komserine bilgi geçer telsizinen billah; "/kıh kıh/ katili bulduk komserim tamam. /kıh kıh/". hakim görse tipsizlikten önce bi adli tıpa gönderir.
o değil de bizim moruk, hasbelkader bu entryi okusa harbiden katil olur ha. sakın söylemeyin lan. bak babamı çağırırım. ehehe.
siyah-beyaz fotoğraflardır ve insanın aklına hemen "hakikaten ölmez sağolursak ben de bir gün yaşlanacağım galiba... " diye düşüncelerin üşüşmesine yol açarlar.
38cm ispanyol pantalon, yarısı yakadan ibaret gömlekler, uzun saçlar ile çekilmiş fotoğrafları gördüğünüzde "... bu adam benim giyim tarzımı nasıl eleştirir... " demenize yol açabilir. ama en güzeli o fotoğrafların hikayesini yine ondan dinlemektir.
babanın gençlik ,resimleri giden zamanı mı yoksa sadece bir fotoğraf karesinde hapsolmuş eski masum zamanı mı anlatır bilemem. zaman masum mudur tartışılır ama o silüetleri masumlaştırdığı kesindir hele bir de söz konusu baba olunca.
babanın bir resminin, zamanın italyan erkek idolü olan franco nero ya benzemesi; baba ile franco nero'nun aynı olan resimlerine yanyana bakılması anında ikiz kardeşlere bakıyormuşcasına şaşırmak/dumur olmak.
babaların genellikle çok yakışıklı çıktığı fotoğraflardır. ya eskiden erkekler daha yakışıklıydı biz şanssız dönemde denk geldik, ya da eskiden fotoğrafçılar çok yetenekliydi biz bugün böylelerini bulamıyoruz. çirkin ördek yavrusu gibi ortalarda dolanıp duruyoruz.
yıllarca "baban gençliğinde çok yakışıklıydı" laflarına oturduğunuz organınızla güldükten sonra babaannenin evinde babanızın florya plajında güneşlenirkenki resmini görürsünüz. gözlerinize inanamazsınız çünkü o göbekli omuzları düşmüş adam o resimde üçgen vücutlu dağınık ama şekil saçlı çok doğal ama artist artist size bakmakta. gözlerinize inanamazsınız çünkü bu resimdeki adam abinize deli gibi benzemekte hatta ondan daha yakışıklıdır. abiniz resmi görünce bir telaş başlar "ben de mi babam gibi olucam" "geleceğim bu mu".
ha bir de küçüklüğünüzden beri "bu deniz çok pis tu kaka" denilen deniz o zamanların en meşhur plajıymış ama o da başka bir entrynin konusu olsa gerek.
eğer babanız öldükten sonra bakıyorsanız,her resimde biraz daha ona fazlasıyla benzediğinizi farketmeniz ve ölümünüzünde onun ölümüne benziyeceğinden,çocuklarınızı,karınızı erkenden bırakıp gideceğinizden ürperten eylem.
arkasinda o donemdeki arkadaslarinin notlar bulunan, saci sakali birbirine karismis kalin cerceve gozluklu fotograflardir. yatagin altindaki orta boy bavulun icinde, cesitli kara kapli kitaplarin uzerinde ozel bir albumde bulunur.
filinta gibi genctir baba, etrafa ben burdayim der adeta. siyah beyaz resim, siyah biyik, ispanyol paca, omuzda ceket asili giyilmemis ve de o 70 li yillarin yüzlere yansayan bir daha gelmeyecek ifadesi.
şimdi tsm den fasıl dan başka birşey dinlemeyen babanın ispanyol paça, enseyi kapakan uzun favorili kabarık saçlarıyla çektirdiği 70 leri yansıtan fotoraflarıdır. daha eskilere de gidersek entari giymiş başında kukuletayla çektirdiği 50 leri yansıtan fotoğrafları da vardır.
babaya karşı kullanılabilen resimlerdir. sizin saç uzatmanıza kızan babanıza en güzel cevap o resimlerdir.
- oğlum bu saç ne papaz gibi. yarın git traş ol.
+ baba senin gençlik yıllarındaki fotoğraflarını gördüm.
- nasıl?!
+ bob marley gibiymişsin baba (kih kih kih)
- hadi len sıpa geç içeri.
erkek evlat resme bakıyordur, yandaki başlar ilişki kurmaya siz ve babanız arasında:
- yahu şuna bak tıpkı sen!
- boy pos, endam...
- şu gözlere bak **
- ya şu saçlar!!! *
* *
- seninde mi dökülecek acaba? hım **
şeklinde moral bozabilen anlardır
babanın ilk dönem çalışmalarıdır.
müzayedelerde filan daha az değer bulur ustalık eserlerine nazaran.
söyleyin, millete de bok atıp durmasın gençlik resimlerim üç on paraya gidiyor diye..
fırçayı bile doğru tutamamış köftehor!
