Arada evde “ sana kino bana kiiinooğooğoo, bebeğim benim bebeğim beniiim gülüm çiçeğiiimm, tokur tokur, selim abi ne yapıyor acaba” gibi şeyleri karşısında muhattap yokken yüksek sesli söylüyor. Bazen eruğuan atağı geçirip dombra seçim şarkısını falan açıp sesli dinliyor.
Eskiden içkilerimi ortalıktan kaldırır, eve gelince içmeyip yatayım diye saklardı. Şimdi oda görevlisi gibi masama bira filan koyuyor. Ters psikoloji mi yapıyor anlamıyorum ama artık kendisini uyarmamın vakti geldi, osman ünlü ile huzura davet gibi adam günaha davet ediyor yav.
Girişimcilik ile ilgili onca leş karar ve tecrübesine rağmen yeni heyecanlar peşinde koşarak boktan kararlar silsilesine yeni yeni halkalar ekleyebilme başarısı.
içip içip beni aramak. Milleti eski sevgilileri arar beni babam arıyor. Özel günlerde çiçeği de dedem alırdı bana hep zaten. Sevgili kısmından yüzü hiç mi gülmez bir insanın...
kendi yetiştirdiği, kendisi gibi sert ve korkusuz tavırlı oğlunu beğenmemek.
yav buba bunları sen öğretmedin mi bana.
cevap tabi ki hayır.
yav 20 yaşına kadar senin dibindeydim. kim öğretebilir başka.
Babamla karakter olarak neredeyse aynı olduğumuz için alışkanlıklarımız da aşırı benzerler. Örneğin Ben de babam ve diğer tüm babalar gibi; boş odaların lambalarını saniyesinde söndürmek, dibi sıyrılmamış tabakların sahiplerini bulup sıyırmasını söylemek ve gerekirse ayar çekmek gibi eylemler gerçekleştiriyorum. Farklılıklara geleceksek eğer, çıkardığı çorabı salonun ortasında bırakması. Bu kadar. Bu garip mi? Bilmem belki de alanını belli ediyordur ya da yalnızca yorgundur. Yirim onu yir.
az önce 15 20 kağıdı koltuğa dizdi, bir defter aldı bişeyler yazıyo hesaplıyo gizli gizli. en son ısrarla ne yaptığını sorunca; mal varlığımı hesaplıyorum dedi. daha garip bi baba tanımıyorum.
çarşıdan eve dönerken, hep aynı yoldan gitmesi. farklı güzergahtan gitmeyi asla kabul etmemesi. bir marketimiz var, un, yağ, şeker, pirinç gibi temel gıdaları aldığımız, oraya giderkende hep aynı güzergahtan gitmesi, birde sadece o marketi kullanması.
sonra çayı iki kişilik demle içmesi. üç kaşık şekerden asla vazgeçmemesi, çok demli ve şekerli içmemesi konusunda ikaz ettiğimde, kaşlarını çatıp bana bakması.
sonra akp chp tartışması yapıp birbirimize darıldıktan sonra, benim özür mahiyetli kek yapışıma laf etmesi, olmamış diyip götürmesi.