-her kış kılık kıyafete karışıp," oğlum daha sıkı giyinsene, üşütüp hasta olacaksın" diyip, kendisinin hasta olması.
-kendine ait bilgisayarı olmasına rağmen ısrarla benim bilgisayarıma takılması.
telefonunun şarjı bitmeden (bitirmeden) asla ama asla şarja koymaz. an itibariyle de müzik açmış dinlemektedir.
- baba tv seyrediyoruz.
- şarjımı bitirmem lazım.
- fotoğraf çek, ablamı videoya çek öyle daha çabuk biter.
(abla lafa girer.)
-şarjın bitmesi şart mı koy işte, n'olcak..
-olur mu kızım, bitirmeden koymam şarja ben.**
(bu sırada telefonun kamerasını açmış, bana, ablama, eve doğru kamerayı gezdirmektedir.)
-baba, seni yazıyorum şu an sözlüğe.
-neyimi yazıyosun ki.. dedi ve uzaklaştı. hiçbir zaman da niye yazdığımı öğrenemeyecek. ve evet bi telefon uyarı sesi... şarj bitmiştir.**
evinize sürekli girip çıkan, haftanın en az 6 gününü beraber geçirdiğiniz arkdaşlarınızın isimlerini asla öğrenmemesi. kim olduklarını anlatabilmek için tüm şecerelerini döktükten sonra "haaa desene kızım şu dedesi emekli polis olan diye" şeklinde yıllar önce yalnızca bir kez anektod olarak anlattığınız, sizin bile unuttuğunuz bir özelliğinden kimlik tespiti yapması.
herkesin oturduğu odadan çıkarken ışığı kapatması. el alışkanlığı olmuş pat basıyor düğmeye. e tamam baba tasarruf falan ama karanlıkta mı oturalım yani?
eve çıkacam diyen çocuğuna çıkmama sebebi olarak " her gün makarna yersiniz siz " demesi *
şakayla karışık tartışmalarda " cısss... babaya karşı gelinmez, taş olursun taş" demesi ve çocuğun gördüğü bu muamele karşısında sinir krizi geçirmesi üzerine babanın gevrek gevrek gülmesi.
pazar sabahları ortak kullanım alanı olan oturma odasını kişiselleştirip o gune ait basılmış bilimum gazeteyle fantazi yapmak için odayı gazete bahçesine çevirip koltukların boyanmasına sebep olup anneyle bir poste tartışmak.
illa herseye bir gerekce sunma ihtiyaci hissederken, bu gerekcenin her zaman mantikli olmasi gerektigi gibi bir kaygi tasimamasi bir ornek olabilir. Zira her arzusunun mantikli bir gerekcesi yoktur, cogunun yoktur hatta.
"kizim, gece gece msn de napiyosun kapat artik. Iti var kopugu var.."
her seferinde sorduğum soruyu dünyanın oluşumundan başlıyarak anlatması ve evde türk dil kurumundan bir yetkiliymiş gibi dolaşıp her yanlışa müdahale etmesi.
20 yaşındaki çocuğunu bile hala bebek görmelere akşam oturmalarına götürmesi.
ne olursa olsun akşam sofrada herkesin birşey yemese bile saf saf oturmasını istemesi.
erkek evladına istedi diye printer,ps 2 hatta projektör alması, zavallı kızına da saç kremi aldı diye "kızım evde heryer bunlardan dolu" diye kızması..
küçük kardeşe cep telefonunuzu karışıtırmasın diye müdahele ederken "ağlatma kardeşini kocaman kızsın ayıp oynasın çocuk"diye bi güzel azarlaması sonra bahsi geçen kardeşin bahsi geçen telefonu yerden yere vurarak çalışmaz duruma getirmesi sonucu "bişeyinize de sahip çıkın bee.. sokakta bulmuyoruz parayı biz. yok hiçbişeyin kıymeti yok bu evde..sana da telefon filan yok evdesin zaten annenin telefonunu kullanırsın lazım oldukça.."üstüne tekrar tekrar again and again kızması..
yazık günahh be adamm!!