bugün

Odada uyurken kumanda ile kanalı değiştirdiğin an horlarken bile uyanır.
Ve sürekli bir şeyler yer her an.. Sabah uyanır bir şey tıkıştırır ağzına geri yatar gece Kalkar bir şeyler tıkıştırır ağzına geri yatar.. Canım ya.
karnini.ovarken aniden osurup oh çekmesi.
dizileri aşırı gerçekmiş gibi izlemek.

- çıkınnn oğlum çıkınnnn ordannn öldürecekler sizi!!!
- hhhhııııııığğhhhh!!! şimdi düştün eline!
- kaçınnn artık kaçınnn!
- hızlııı harekett edin hızlıı!

valla şu yönetmenlik yeteneğini burda boşa kullanıyor. gitse de iki üç film çekse oscar moscar üç beş bişi alsa...
Her evden cikarken gec kalma demesi.
baba ol(ama)ması bile başlı başına garip bir huydur.
televizyona malum kişi çıkınca, ekranın dibine gidip gerile gerile osurması..

tebessüm bile yok herifte, mutfağa çay almaya gidiyor sonra da.
Eve geleli iki gün oldu iki gündür evdeki avizeler tartışma söz konusu. Annem avizelerin renkli olup ışığı az vermesinden şikayetçi babamda altı tane yeni ampülün mü hesabında yoksa zor mu geliyor anlayamadım neyse ki çözüm yolu bulmuş sen git benim makyaj kutumdan aseton şişesini al eline de bir bez şuan aseton ile 6 tane başlığın boyasını çıkartıyor birazdan da aseton almaya gidecekmiş.
Yemek yaparken gelip neden öyle yaptın diye bir sürü mızmızlık yapması.
osururken detone olması.
Ben sürekli yanında yamacında olayım istiyor,ne kadar masraf yaparsam yapayım işe girmemi istemiyor, sanırım beni kavonozlarda saklayacak.
bir şeyi kırk kere sorması.
ne zaman arasam telefona cikmaz. haftada, ayda, yilda bir kendisi arar. aradiginda da "hayirsiz, hic arayip sormuyorsun" diye söylenir.
canı sıkılırsa herkese kızar.
bi şey sorulur az ve öz cevap almak istenerek. başlanır hikayelere. (bkz: ilmek ilmek işliyor adam)
uyurken televizyon izleyebilmesi.
Tv kanalında saçma bir program izlerken, Kumamda'nın üzerine yapılıp uyuya kalması.
babam çocukluğumda fıstık ve incir yemeyi çok seviyordu halen de seviyor ne zaman onları yese bana vermezdi ya da sayarak verirdi hayır başka hiç bi şeyde değil fıstık ve incir konusunda cimrilik yapardı ağladığımı bilirim incir vermiyo diye öle enteresan bir huyu vardı..
bir de çocuk kitapları alırdı sürekli ve okuyup özet yapmamı isterdi en dikkat ettiği şey kitabı tutuşumdu sayfayı kıvırdıysam kızardı ayraç koymamı süreli söylerdi birinde 9 yaşındayım esrarlı rüya diye bir hikaye kitabı almıştı ve tarih koydu bitirme günü bense o tarihte bitirmedim gün geldi çattı nasıl stres bende.babam sordu okudun mu diye evet babacım dedim
baba tabi anladı gözlerimden okumadığımı sonra ne zaman okudun dedi bende teneffüslere hiç çıkmadığımı öyle öyle bitirdiğimi söyledim
hayatımdaki en utandığım zaman belki babam hiç bir söz söylemeden oturma odasına gitti.çünkü biliyor benim tenefüse çıkmadığım oyundan eksik kalmadığım bir gün bile yok..
o gün ü çok iyi hatırlıyorum ertesi gün babamdan özür dileyişimi kitabı okuyuşumu ..
kişiliğimin oluşmasında önemli bir olaydır iyiki babam bu şekilde davranmış..çok şey çıkarmıştım o yaşta...
çay içtiğinde zaman zaman bir sarhoşluk ve coşkunluk hali yaşaması.
Mesela sabah 9da eve 45 dakika uzaklıkta bir yerde olmamız gerekiyorsa 6da ev halkını uyandırması, 7 de evden çıkmamız, 7:45de orada olmamız. Çok erken gittiğimiz için oturulacak tek açık mekanın çorbacı olması sonucu Evde kahvaltı yapmış olmamıza rağmen zorla çorba içirmeye çalışması. Tüm bunlar yeterli bir sebep değilmiş gibi somurtarak bön bön etrafa bakan evlada anlam verememesi.
çocuğunun kapısını çalmadan aniden açıp tip tip bakıp tek kelime etmeden gitmek.
Hem televizyonu hem bilgisayarını açıp birinden haber veya dizi ötekinden komedi filmi ya da izdivaç izleyip "ben ikisini de takip ediyorum" demesi. Kahvaltı masasında illa ki birilerini araması. Pazar günleri öğlen namazına gitmek üzere çıkıp namazdan sonra yerel takımın futbol ya da basketbol maçına da gitmesi ve akşam 5 sularında dönmesi.

Evet arkadaşlar, sırf bu yüzden pazar günlerinden nefret ettim ben. Ailecek bir yerlere gitmek yerine evin kadınları evde erkekleri dışarda oldu çünkü yıllar yılı. Şimdi evde kaldık 3 kişi. Değişen bir şey yok, biz anamla evde oturuyoruz öyle birarada olduğumuz pazarlar. işte millet ailecek piknik yapar, gezmeye gider bizim de pazar günü anlayışımız bu.
pc de tren similatörü oynuyorsa her şey yolunda demektir.
yani ruh halini anlamak için pc de ne yaptığına bi göz atmak yeter.
bir yere acelesi olsa bile yarım saat sohbet edebilecek yapısı olması.
hep beraber bir yere gideceksek hepimiz hazırlanırız arabada onu bekleriz. ve kendisi sallana sallana gelir. acelesi olsa bile uyuşuk hareket eder. şu saçma huylarımın nereden geldigini de sorgulamama bile gerek bırakmıyor sağolsun.
-kendisi erken uyandığı için, evde kimsenin uyumasını umursamadan, pazar sabahının köründe kahvaltı hazırlansın diye gidip tv'yi son ses açması.

Akabinde saat 10:00 iken saat 12 oldu yeuv diye celallenip, saati bi güzel yuvarlaması.

-osurması, şöyle ki; kuzey kore'nin nükleer silah denemeleri babaların osurmasından daha az tehlikeli.

-mütamadiyen "senden bir bok olmaz" demeleri.

-Gelen misafir eş dost ve ahbaplara "bizim köye kışın çok domuz iner" diye muhabbete girmesi. Memlekette domuz inmeyen köy yok a.q neyin geyiği bu.


Hiçbir evlattan memnun olmamak, biz böyle değildik, bizim zamanımız da ana babaya saygı vardı, sigara içmeyi bırak, bacak bacak üstüne atamazdık pehh pehh şimdi ki gençlik öyle mi?