en çok sevdiği küçük kızının bile kal demesine aldırış etmeden tüm eşyalarını ailesine hatıra olsun diye bırakıp gitmiştir.
dipsiz siyah gözlerinizden uzun zamandır akmamış olan birkaç damla yaş süzülür kızarmış ekmeğinize. melek annenin sancılı sesini duymamak için çay kaşığını bastıra bastıra karıştırırsınız. zaten hayatınız boyunca ısınmamış parmaklarınız iyice buz keser.
melek anne sızlana dursun siz artık kocaman evde iki kişi kalmışsınızdır bütün odaları dolaşmaya başlarsınız, babanın sabahlığı babanın envai çeşit kravatları babanın pırlanta taşlı kol düğmeleri babanın severek izlediği tabloları babanın arabasının anahtarı.. babanızın tüm lüks alışkanlıklarına tebessüm edersiniz kendine yeni birsey aldığında tutkuyla gardrobuna asarken ki hali gelir gözünüzün önüne.
içindeki genç erkeği dizginlemeyen baba tutkularının peşinden gitmiştir geriye kalanlara ise milyon liralar bırakarak.
tutkulu bir babaya sahip olmanın duygusal zorluklarıyla başbaşa kalırsınız.
korkaklığını eyleme geçirmesidir. bi de çocukların o taptığı, dünyanın eeeen güçlü insanı dedikleri adam gidince umutlar kırılır, hayaller suya düşer. hep bir eksiklik.