çocukken beni heyecanlandıran mutlu eden en büyük şeydi.
evde somurtup televizyon izlerken, kapı çalınırdı. babamı ayak seslerinden tanırdım, koşarak gider kapıyı açardım. iki elinde poşet görünce, nasıl mutlu olurdum anlatamam. mutlaka bana beyaz çikolata ve muz getirirdi. en olmadı cebinde bir tane de olsa lolipop bulundururdu, yüzüne parlak ve mutlu gözlerle bakar, bana getirdiklerini vermesini beklerdim.
eve eli boş döndüğü zamanlarda üzülürdüm ama belli etmezdim, yokluğun ne demek olduğunu çok iyi bilirim ben hem de küçüklükten beri. şimdi elinde poşetlerle değil, gülümseyerek girmesi yeter. ama o küçük mutluluğu bile çok görüyor bana ..