insanı şüpheye düşürür. Düşündürür. Her ne kadar Türkiye'de erkekler 72 yaşında ölüyor dense de. Hangi dala tutunduğunuzu tartarsınız, ölümden sonra ne olacağını ağlamanın mı yoksa ağlamamanın mı doğru olacağını irdelersiniz. insan ilişkilerinize bakarsınız ve nereye geldiğinize. Arkadaki dağın eksildiğinde ne yapacağınızı içten içe sorgularsınız ve hep aynı kapıya çıkar bu sorgular değişmez olan gerçeğe: Hayatın devam edeceği gerçeğine. Bir sevgilinizden ayrılırsınız her şey bitmiştir size göre, üniversite yaşamınıza başlarsınız ve bağlar kopmuştur belki de, en muhtaç olduğunuz anlardaki tek samimi yoldaşı kaybetmek tarifsiz bir boşluk bırakmaz mıydı ki?
Kimisi gölgesi yeter diyor kimisi arkamdaki dağ, bazılarının evinin direği bazılarının sadece maddi sponsoru. insan bu nelere alışıyor ama düşüncesi bile kötü geliyor.
Ölümün tek güzel yanı ikinci defa olmaması diyordu bir yazar belki de doğal tesellisidir bu cümle kaderin. imkan olsa da tutabilsen aileyi ölene dek.
Yine saçmalıyorum neyse ya...