meslek sahibi olduğum zaman hepsini babama vereceğim. çünkü 9 ay boyunca anneyle birlikte sırf siz adam olabilseniz diye gecelerini gündüze katarak eve para getirmek için çabalayan babaya verilecek maddi ve manevi destek esirgenmemelidir. sadakate güven böyle durumlarda ortaya çıkar. ve o babanın sizi ne kadar vefalı yetiştirmiş olduğunu ona karşı kanıtlamış olursunuz.
baba borç istemez, zor durumda kalırsa para ister. benim babamda buna son birkaç gündür ısrarla devam ediyor. lakin bir türlü anlayamıyor olan paramı alacağım telefona sakladığımı. yeter baba be! çok içliyim sözlük.
bazı babalar için yukarıdaki önermeler geçerli değildir.
örneğin; bir akrabamın hayat hikayesi! (gerçektir).
aile...zengin bir aile..2 erkek çocuk. eğitimlerini hep kolejlerde tamamlamış çocuklar. baba 2-3 adet fabrika sahibi. büyük oğlan ile küçük arasında sadece 1 yaş var. büyük normal lise bitirdiğinde küçük fenlisesi son sınıfa geçer.
büyük evlat, kamu yönetimi - işletme gibi afaki puanlar istemeyen bir bölüm kazanır. babası o dönem için kendisine son model olan 2004 model volkswagen polo araç alır.
küçük evlat 1 yıl sonra yeditepe üniversitesinde burslu mühendislik kazanır. babanın teklifi şudur:
"oğlum, gel fabrikada beraber olalım, gitme üniversiteye, sana da 2005 model golf alayım"...
çocuk azımsanmayacak kadar zekidir. tübitak olimiyatları, altın madalyalar, çeşitli başarılar... direkt olarak teklifi reddetmez. ama bir şartı vardır ; "siz hiçbir işe karışmayacaksınız. fabrikaları ben yöneteceğim. aylık payınızı yattığınız yerden alacaksınız."
baba gururludur. hazmedemez. "olmaz öyle şey, ne halin varsa gör!" der. "peki" der küçük evlat da...
daha sonra okuduğu 5 senelik üniversite hayatı boyunca 1tl para vermez babası buna. yeni yerler satın alır, para harcar...ama en zor anında yanında olmaz çocuğunun... 5 yıl sonra fabrikalar batar! iş biter! sefillik başlar.
o üniversitede kasıtlı olarak aç bırakılmış evlat da, türkiyenin sayılı teknoloji firmalarından birinde müdür olur! aylık ücreti 5.000'den fazladır (net bilinmiyor). ve gün gelir... askere gidecek olur. evlat askere gider. askerde maaş yok, yardım eden yok, vesair.
bu baba, askerdeki oğlundan para ister. borç bile değil. (burada yazar devreye girip, verme hacı...o sana verdi mi? çeksin cezasını dese de...) evlattır. babasına dayanamaz. gider arkadaşlarından borç para alır, babasına verir.
baba; borç para istemiş olur aslında... evladının başkasından borç alarak vermeye çalıştığı para.
Bulunduğun yere gelene kadar binlerce lira masraf yapmış babanın bütün fedakarlıklarına rağmen hala gururuna yediremeyerek utana sıkıla istediği paradır. Anında verilir, daha çok istesin daha çok verilir. Yine de hakkı ödenmez.
insanın içini parçalayan durumdur. yaşamayan bilmez derler ya hani, o doğru işte. günün birinde babanızı önünüzde, gözü yaşlı utana- sıkıla oğlum 100 lira cep harçlığı var mı? söz ay başında vereceğim derken bulursanız.. ne demek istediğimi anlarsınız. allah kimseyi evladından borç isteme durumunda bırakmasın çünkü çok koyar be.
Gayet normal bir durumdur. Sizi bu yaşa kadar yetiştiren babanıza, kendi paranızı kazanmaya başladıktan sonra maddi ve manevi yardım yapabileceğiniz bir olaydır.