her aynaya baktığımda gördüğüm alnımdaki dört dikiş ve babamın kulaklarımda çınlayan "frene bas, lan frene bas, gaza değil lan frene, laaaaan!" sesidir.
7-8 yaşlarında
-gel bakalım kucağıma
+oleey...
-iki elinle tut direksiyonu ama sakın bırakma. bak ben çekiyorum ellerimi.**
+gaza da basıyım mı ?
-boyun yetmez daha.
-vites attırıyım o zaman
+hadi attır bakıyım...
(iç ses : hehe... nasılda sürüyorum ama)
14-15 yaşlarında
-gel bakalım bu tarafa
+olur.*
-ayağını yavaşça debriyajdan çekerken hafifçe gaza dokunuyorsun
+tamam.
araba kalkışta stop eder.
-debriyajdan çekerken hafif gaza dokun, hemen çekme ayağını.
+tamam.
araba yine stop eder.
-gaza falan basma !* debriyajdan yavaşça çek... aferin. şimdi hafif bas gaza... al ikiye... aferin. *
16-17 yaşlarında
-pek trafik yok gibi burada.
+hımm... öyle gibi.*
-gel bakalım bu tarafa.
araba güzelce kaldırılır. 5dakika civarı da seyir eder. her şey babanın istediği gibi gitmektedir. ta ki tam duracak iken arabayı viteste unutup arabanın stop etmesine kadar.
+E niye stop etti ki ?
-araba vitesteyken ayağını debriyajdan çekersen tabi stop eder. in aşağıya.
(iç ses : daha da vermez arabayı.)
18-19 yaşlarında ama hala ehliyet yok.
-Gel bakalım bu tarafa.
+peki.
...
(iç ses : 90-100 gidiyorum niye bir şey demiyor ki ? biraz daha basıyım bakıyım)
...
(anlaşıldı güveniyor herhalde artık bana. hehe... düşüreyim hemen hızı)
-işte bu yollarda da 90ı geçmemek lazım pek... daha eksiklerin var
(iç ses : yine olmadı anasını satayım...)
direksiyon sınavından 100 alınır ve artık ehliyet vardır
+geç bakalım direksiyona
-peki
2 saat şehirler arası gidilir. yolda sürekli ayna kontrolü yapılması, virajlara daha yavaş girilmesi ve sinyali kullanmaktan çekinilmemesi söylendikten sonra ;
+daha iyi bekliyordum. eksiklerin var hala
(iç ses : yok arkadaş, bu iş olmayacak.)
-- depraja bas, vitesi bir'e at, ayağını yavaş yavaş debrajdan kaldırırken hafif hafif gaza bas.
Ve araba stop eder. 7-8 denemeden sonra, usulca yüzünüze bakıp
--kalk siktir git şu arabadan amk oğlu
Demesi.
cok sancili bir sürectir hatta babanizi daha yakindan tanimak icin iyi bir firsattir o kibar sevecen babacan adam nasil asama asama bir canavara dönüsür küfürler nasil agzinda can bulur görmek icin iyi bir yoldur.
daha ilk defa otomobilde şöför koltuğuna oturmuşum...
- martyns su gaz su fren hadi gidiyoruz!!
- hangisi baba??
- ebenin ...!!ulan sen zaten neyi biliyosun!! ben kaç defa derim bu cocouktan bir bok olmaz diye!!**
arabaya oturduk. babam 1 saat boyunca detaylı bir şekilde herşeyi anlattı. daha sonra arabayı çalıştırdık, frene bas dedi, bastım. "debriyajdan ayağını yavaş yavaş çek, araba bi noktada titremeye başlayacak, titremeye başlayınca debriyaja geri bas. o titrediği noktayı kafana kazıyana kadar bunu yap dedi. 2-3 denemede zaten kafama kazındı nokta. (bkz: kavrama noktası). her arabanın kavrama noktasının farklı olduğunu, bir arabaya ilk kez oturuyorsam bunu denemem gerektiğini falan detaylıca anlattı yine. daha sonrası malum yollara vurduk kendimizi. bol bol "ışık yanacak bas gaza"larla, "sağ aynaya bak, müsaitse sinyalini unutmadan sağ şeride geç"lerle, "bebek sever gibi narin bas şu frene"lerle ve babamdan duymaya hiç alışkın olmadığım "aferin lan kerata yetenek var sende"lerle kazasız belasız bitirmiştik.
tek kızdığı konu direksiyonu çevirmemdi. "oğlum araba emanet değil, kız gibi çevirmesene şu direksiyonu. yarın öbür gün sevgilini oturtursun yanına bi tarafıyla güler sana" diye sataşmalarının akabinde onun tabiriyle "erkek adam gibi" direksiyon çevirmeyi de öğretmişti.