çok kötü, feci bir durumdur. işveren baba, sözde sizi adam etmek için en ağır, en kötü işleri size verir. haftalıklar dağıtılırken, sıra size gelince de "senin paranı evde veririm" der ve tahmin edildiği gibi hiçbir şey vermez. *
(bkz: dertliyim be sözlük)
çoğu vakit nazi almanyasında deplasmana çıkmış zenci futbolcu gibi hissetmektir. hasma karşı mucadele ederken takımın alaman futbolcuları tarafından bel altı darbelere şarlandığı vakit teknik direktorden firca, şarlanmadığı vakit ise ise ağrınıza gidecekleri sineye çekmektir.
bir vakit sonra ise koy götüne mantığı ile dedektif marlowe gibi alaycı küstahlığa bürünüp mühür bende size ne oluyor götler demektir.
fakat coğu zaman ise ofsaytınızın bozulup kalenizde tehlikeler yaşamaktır.
gerçi cok faydası vardır. ikinci dünya savasinda ankarasında büyükelcilik yapan büyükelcilerden daha kolay diplomasi stajı yaparsınız ve bir bakarsınız ki diplomatlarin şahikası olursunuz.
vel hasıl-ı kelam 10 ton handikapla gazi kosusu koşmak gibidir. kazanırsan ne olacak nidasi, kaybetsen bu sefer beceremedi salak yaftasi.
bolcana küfür yemektir, sonrasında ise 'oğlum işçilere bağaramıyorum sana söylüyorum' diye kendini affetirmeye çalışır. fakat ilk olay da tekrar ananızı beller, mikerim öle işi .**
-iş hayatına dair sıfır tecrübe sahibi olmaktır.
-her işin adamı olmak, hiçbir şeyin adamı olmamaktır.(niye yaptın, niye yapmadın)
-amele olmaktır,
-çocukluğunu yaşayamamaktır,
kayserili bir babaya sahip olunursa gerçek anlamda çalışmak manası'na gelen olay. zira dışarıda çalıştığımda babam kadar yormuyorlar insanı, vicdanları var adamların... ama babam da iyi para veriyor şimdi orası ayrı bir olay, harçlık+maaş... hem baba, hem patron.