yıllardır facebook denen kültür yozlaştırıcıya alet olmadığı için övünen ben, bugünleri de gördüm ya, ölmek istiyorum...
halbuki, gün ne de güzel başlamıştı benim için. önce güzel bir kahvaltı etmiştim. mutluydum, hayatımda yeni bir sayfa açtığım için. kahvaltıdan sonra bir süre sabah haberlerini dinledim. bu süre esnasında babamın bilgisayar başında heyecanlı bir şekilde oturması dikkatimden kaçmış da değildi hani.
o, bir süre sonra bilgisayarın başından kalktı ve gündelik işlerini halletmeye koyuldu. bende onun boşalttığı yeri doldurmak namına bilgisayar başına geçtim. önce sözlüğe göz attım, kayda değer bir yazı göremeyince, maillerime bakmaya karar verdim.
fakat o da neydi, bir mesaj gelmişti, hemi de facebooktan.
yaptığın gizli işlerin artık keşfedilmesidir. kızları mı eklersin, acayip gruplara mı üye olursun, siyasi sloganlarla ona buna mı sataşırsın... al işte baban da senle birlikte ve yaptığın herşeyi görüyor. yapabileceğin tek şey onu engellemek ama bunu sorarsa ne olacak?
profiline sabah akşam girip hesap vermeyi gerektirecek durumdur. ne düşünüyorsun? boşluğunun ve ilişki durumu kısmının genelde boş olmasıyla devam edebilcek sinsiledir. bunu uygunsuz fotoğrafların her an birilerince etiketlenmesi kabusu da takip edebilir. babam, ne olur evinde emekliliğin keyfini çıkar. kahveni ben yaparım her sabah. orta şekerli hem de *
sizi arkadaş olma isteği gönderir, kabul edersin sonra bildirim gelir. 'kaa şunla arkadaş oldu. ' babam ulan o benim ne arkadaşı. en kötüsü de babanızla arkadaş olduktan sonra sizi tanıyan babanızın arkadaşlarıda istek göndermeye başlar, birden arkadaşlarınızdaki yaş ortalaması artar. meyhane şarkıları falan paylaşırlar birde sürekli bunlar. çok kötü dostlar çok. babanız diye bir şey de diyemezsiniz.
-:facebook hesabı olmayan nevriye
+:kendine bir facebook hesabı açmış olan babası
+kızım seni aradım o kadar facebookta bulamadım. gizli mi yaptın hesabını. aferin iyi yapmışsın benim kızımı kimseler izlemesin.
-yok baba benim facebookum yok zaten.
+aa açsana bi tane. çok zevkli geçen kemal amcan bana rakı göndermiş bi duble ne güzel.eğlenirsin sende. hem çağımız iletişim çağı nevriye geri kalma bunlardan.
-?^=/& *
herkesin dilinde bir facebook muhabbeti sürüp gitmektedir. mevzuyu öğrenen baba asker ve lise arkadaşlarını bulmak ister. tonks'tan rica eder, bir hesap açarlar. baba fotoğraf arşivinde 3 saat süren bir inceleme sonucu bir fotoğraf beğenir sonunda. ilk arkadaşları da evlatları olur haliyle.
tonks kendi profiline dikkat eder, çünkü babasında her şeyi karıştırma ve araştırma ruhu baskındır. bir gün tonks babasının bilgisayarının geçmişini kontrol etmeye karar verir. fakat o da ne? gördüğü manzara akıllara zarardır çünkü baba, tonks'un arkadaş listesindeki erkeklerden seçmece yapıp bazılarını ve de tonks'un hayran olduklarından kim olduklarını bilmediği kişileri* yüce googleda aratmıştır!
babam
-kızım bu başkalarının paylaştıklarını sil!
-babam ben silemem onları, anasayfanda görünüyor.
-kızım gel benim profilimi aç.
-baba resminin üstüne tıkla açılır.
kızım kızım kızım
yeter baba yaa lanet olsun keşke emekli olmasaydın, keşke sana pc yi öğretmeseydim, keşke bir facebookun olmasaydı.
allahımm nası korkunç bişey anlatamam.. kelimelerin kifayetsiz kaldığı an bu an değilse, başka hiçbir an değildir herhalde.
ya o "1 arkadaşlık isteği" yazan yerde babanı görüyosun ya, o an ne yapacağını bilemeyip tak diye yoksay diyorsun ya.. sonra babanın profiline girip, duvarına bakınca "oo hoşgeldin kardeşim" şeklinde duvar yazılarına rastlıyorsun ya.. o an sana bişey olmazsa daha da olmaz..
çok sevgili facebook yönetimi, koysanıza hacılar bi yaş sınırı falan.. ne işi var babaların buralarda allasen? korkuyorum ki..