Az önce doktorlarin ümid yok, dediği ameliyattan sağ salim çıkan, canım babamın yanındaydım.
"Canım babam sen benim her şeyimsin, sana karşı yaptığım bütün hatalarımdan dolayı özür diliyorum, ve hep yanındayız, sakın gitme! sana ihtiyacımız var.
Allah yar ve yardımcın olsun.
"CANIM BABAM"
Dualarimiz seninle.......!!!
senin hiç bilmediğin nedenlerden sen benim hep tek kahramanım oldun.
hani benim hastalığım vardı. beynimde kistler vardı, kısım kısım ölüyordum. sağ kolum tutmuyordu. bana çorbamı içirirken o gün hastahanede demiştin ki düzelmez deseler de benim kızım güçlüdür. Düzeldim de baba. Şimdi turp gibiyim de. Ama ben o hastahanede yatarken senin bir kadınla tanıştığını bir buçuk ay sonra öğrendim.
Hiç düşünmedim bizi aldatmanı affettim mi diye. Korktum.
tek bir şey var çok düşündüğüm ve hiç soramadığım. Hastaneden çıkarken fazla ayakta kalmamam gerekiyordu ya hani. sen de arabayı uzağa parkettiğini kapının önüne getireceğini söyleyip gitmiştin. ben de uzun uzun beklemekten bayılmıştım. ayakta kalmamalıydım.
o günlerde her fırsatta onu aramışsın elimdeydi o kayıtların dökümleri, attım.
merak ediyorum baba, o gün ben seni beklerken onunla mı konuşuyordun? Çok bekledim çünkü, düşeceğimi anladığımda beni tutarsın diye bir yere oturmadan bekledim. cevap verme baba. korkuyorum, soramıyorum. ne olur sen de söyleme.
not: seni seviyorum, her zaman seveceğim.
kendimi en zayıf, en çaresiz, en umutsuz hissetiğim anlarda aradığım gücü ellerinde sözlerinde buluyordum.
varlığına bu kadar ihtiyaç duymamın sebebi de bu zaten.
oysa sende insandın ve senin de zayıf olduğun anlar vardı. bunları hiç göstermedin bana.
bu yüzden rahattım ben sığınacak limanım vardı her zaman. şimdi o yüzden çok zor geliyor her şey bana.
teşekürler baba,
beni sevdiğin, beni koruduğun, beni sardığın, beni büyüttüğün için.
teşekürler baba her şey için.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.
Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hepp acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.
Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
40'ı geçerse ateş, çağrırlar istanbula,
Bi' helallaşmak ister elbet, değil mi, oğluyla!
Tifoyken başardım bu aşk oyununu,
Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.
En son teftişine çıkana değin
Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
Açıldı nefesim, fikrim, canevim.
Hayatta ben en çok babamı sevdim.
19 ocakta ne oldu?
sabah askeri ranzadan, stabilize yorgan düzeltmeleriyle kalktım,
en çok sevdiğim hocanın en çok sevdiğim sınavındaydım...
120 soruydu ve ben 86 daydım,
biri geldi ve bişeyler fısıldadı, biri birilerini yarım bırakmıştı...
ben meşhur sınav kağıdı resimlerimi çizemedim,
çıktım ve gittim 19 ocakta yarım kaldım, ve düşündüm de gerisi beni hiçte ilgilendirmiyordu...
altın vuruşun yakışıklı şırıngasını çizemedim belki ama yaşadım, yaşıyorum, yaşıyabildiğim kadar...
hep yattığın yerde, toprağındayım...
bırakıyorum bende yarım kalan yalancıları, bu gece sadece sana içiyorum, güzel paşam deyişlerinde,
saklı kalan tebessümlerimle...
babam...