sinemada kendimi tuttuğum bugün aklıma gelmesiyle dvd sini aldığım.alayımda evde rahat rahat seyredim dediğim ve beni hüngür hüngür ağlatan film..hayatımda seyrettiğim en etkileyici filmdir..
Herkesin kendinden çevresinden birşeyler bulabileceği, çok samimi bir film. Filmi izlerken aklımdan öyle şeyler geçti ki, hangisine daha çok ağladım ayırt edemiyorum.
Mutlaka yalnız izlenmesi gereken bir film.Yoksa filmin sonunda boğazınızda bir yumruk olur ve bir kaç gün sesiniz kısık gezersiniz.
insanı aglatırken guldurmeyi de basaran muhteseM bir cagan ırmak saheseridir.usta oynuculardan olusan kadrosuyla
insanda derin etkıler bırakan,yanında gozyaslarını saklamak için çirpinan sevgilinin goz yaslarını gorup aglamamak için kendini tututugun unutulmaz bir anıya sahip olmanı saglayan eserdir.
reklama gerek duymadan inanılmaz bir izleyici kitlesine sahip olan
siyasi bir kaç sahne dışında hiçbir cümle kullanmayan ama dönemin siyasi durumunu oldukça iyi anlatan *
bir çocuğun hislerini oldukça iyi hissetmenizi sağlayan
babalığın ne menem bişey olduğunu yürekten hissettiren
insanların verdikleri kararların mal olduğu durumu göstermesine rağmen, yinede karar karardır dönmemek lazım dedirttiren
tüm duyguları bulacağınız
izlemeden önce 2 paket kağıt mendil edinmenizi gerektiren
sessiz sessiz ağlayıp sinemadakileri rahatsız etmemeye çalışırken, ilerleyen sahnelerde sizi hıçkırıklara boğan **
hıçkırıklarla ağlarken size kahkaha attıracak kadar güzel işlenmiş
sinemanın çıkışında beklerken pörtlemiş kırmızı gözlü insanların çıkışını görmenizi sağlayan
şimdiye kadar seyrettiğim en iyi türk filmi
(bkz: alkışlanacak yapıt)
babamla annemin 1 yaşımdan beri ayrı olması ve babamı toplam 3-5 kere görmüş olmamdan mıdır bilinmez, yani gerçekten söylüyorum ağlama gereği duymadığım film. film duygusal değil falan kesinlikle demiyorum, biraz empati yapınca evet ağlanabilir rahatlıkla, fakat nedense beni germedi etmedi. ama güzel filmdi kötü değildi yani. ama hababam sınıfında eleman askere giderken arkasını dönüp el sallayınca daha çok ağlamışımdır.
eğer filmin konusunu oluşturan olayların birebir yaşandığı bir ailenin çocuğuysanız,replikleri duymaksızın ağlarsınız.sadece ağlarsınız...
işkence sahnelerinde babanız gelir aklınıza.
babanıza küs dedeniz vardır bir de,oğlu ''anarşik''tir.
siz daha ''çişinizi'' söylemeden,büyümek zorunda kalmışsınızdır.
ve evet,bu ülke için birşeyler yaptığını düşünen annenizin-babanızın elinde sadece zaman zaman nükseden hastalıklar,yırtılıp yakılmış kitaplar ve düzenli düzensizlikler kalmıştır.
polis ya da asker gördüğünde soğuk terler döker babanız,''kırmızı'' renk kıyafet giymez hiç,arada bir öksürüklere boğulur yine de anlatmak istemez o günleri,kızım/oğlum etkilenmesin üzülmesin endişesi taşır...
''anarşik'' bir babanın kızı olarak,erken olgunlaştığımı bana tekrar hatırlatan,bununla da gurur duymamı sağlayan muhteşem bir yapım!tek kelimeyle muhteşem...
prodüksiyon bakimindan gora gibi pahali* degil, yine de ondan ve son dönem türk filmlerinden (özellikle hababam sinifi konsepti katili sacmaliklardan) sonra cok iyi gelmis bir film.
Filmi hem yazip hem yöneten Cagan Irmak, dönemin siyasi olaylarini tam ayarinda vermis, gereksiz propaganda yapip asil olayi ezdirmemis. Kendi memleketi olan Izmir ve Seferihisar'i da cok güzel aktarmis.
Basrollerin hepsi kendini kanitlamis oyuncular, özellikle Cetin Tekindor'un oyunculugu mükemmel. Fikret Kuskan da rolünün hakkini vermis.
Yan rollerdeki ayrintilar, Egeli sivesi, cekismeleri ve kendi aralarindaki hikayeleri de filme ayri bir hava katmis. Ayrica komedi unsurlari abartilmayip seviyeli tutulmus, bu da filmin ana janri olan dramadan sasmamasini saglamis.
Son olarak; keske babamla izleseydim, onunla aglayabilseydim.
eğer görürsem çağan ırmak'ın önünde saygıyla eğileceğim.eşimin "film nasıldı" sorusuna bir çanta dolusu gözyaşı dolu mendili göstererek verdiğim cevaptır.ertesi günü O da gitti. geldiğinde "kendime gelince konuşuruz" diyip kendisini bir odaya kapattı. hala film hakkında konuşamadık.
(atakule sinama salonlarından bir izlenim) yurdum insanının filme ağlamak üzere şartlanmış gelmesi nedeniyle, daha olay örgüsünün başlamadığı dakikalarda ağlamaya başlayıp, gerçek sinema izleyicilerinin asabının bozulmasına konu olan ve filmin sonunda kendinizce değerlendirmenizi yapmak isterken, "ne çok ağladım filmde di mi?" diye fotokopisi arkadaşına sorup, onaylatma gereği duyan,böylesi bir soruya "evet, hıı" gibi cevaplar veren iki izleyecinin sinema keyfinizi bok etmesine konu olan film.
türkiyede çekilmiş 1990 öncesi bütün türk filmlerini müzikleriyle ezbere bilen babamın bu filmden istediğini alamaması üzerine gözümden düşmüş olan başarılı bildiğimiz türk filmlerinden (bkz: türk filmi)
3 arkadaş bu filme gittik. Filmin ilk yarısı.Ortadaki arkadaşa mısırı verdik oda kucağına koydu yiyoduk. bir ara gözüm mısır kutusuna gitti öbür taraftaki arkadaş kutuyu karıştırıyo böle. Yavaşaça dedim:
-Ne arıyosun olm orda
Tam o sırada filmde ufaklık telsizle "Arkadaş arıyorm "diyince biz üçümüz koptuk.
tabi herkes duyguluyken biz yarılınca etrafımızdan "cık cık" sesleri ve bakışlarla linç edilmekten kurtulamadık. Bu da böle bir anımdı. *
* ağladım ve rahatladım.
ama rahatlamamın sebebi ağlamam değildi.
ağladım çünkü filmdeki baba-oğul-torun hikayesi çok acıklıydı. * öleceğini anlayan oğul torunu alarak yıllarca küs olduğu babasının evine gidiyor. pişmanlıklar pişmanlıklar.. vs vs. bunları geçelim..
rahatlamama gelince; tamam babamın bana olan sevgisini 18 yaşımda ameliyattan çıktıktan sonra dudaklarımı ıslak pamukla sildiğini hissettiğim zaman anladım. bilenler bilir narkozdan çıkan kişi susuzluk hisseder ama kesinlikle su verilmez, babam daha önce ameliyat olduğu için bunu biliyordu. göstermezdi sevgisini rahmetli. amaaaaa bir gün dahi küs olmadık. bizi sevdiğinden bir an bile şüphe etmedik. sadece sıkı sıkı sarılıp seni seviyorum demezdi. eskiler hep öyledir canım, idare edelim. bu rahatlamamın birinci sebebi idi. ikincisine gelince; dostumla(jr aabi) * olan ilişkim çok özeldir. küs olmak???? arasıra küseriz. en fazla 5 dakika sürer. doya doya sarılırız ki birbirimize sarılıp yattığımız çok olmuştur. asıl bu yüzden çok rahatladım. bakıyorum da filmi seyrettikten sonra oğluna/kızına veya anne/babasına sarılanlar olmuş. hiç öyle yapma gereği duymadım. zaten ben her zaman sarılıyorum. dostum ve ben sevgimizi hep gösteriyoruz birbirimize. işte bu yüzden böyle durumlara düşmeyeceğimi bildiğim için rahatladım.
filmi seyrettikten sonra eve gelip oğluna sarılan adam!!! iki gün sonra bağırdın çocuğa. ne oldu şimdi?? denyo!!!