izlemek bugüne kısmet oldu. Adını duymayan, konusu hakkında fikir sahibi olmayan yoktur. hele belli sahneler birçoklarının aklındadır, replikleri hafızalarda durur tüm tazeliğiyle bu nedendir ki sırf izlemek için izledim başta. Sonuçta nedir ne değildir biliyordum, "ne kadar tesir edebilir ki" Dedim ve salya sümük ağladım.
Berbat bir ruh halindeyim şu an. Peş peşe 5 bölüm big bang theory izleyeyim de üstümden atayım şu duygusallığı.
Napayım şimdi gece gece babama mı sarılayım kocaman? Aslında 'niye uyumadın' deyip azarlamayacağını bilsem yaparım da göze alamıyorum. *
Ilk sevgilimin en sevdiği filmdi. Ayrılana kadar izlemeye vaktim olmadı. Ayrıldıktan sonra da anımsamamak adına izlemedim. Büyük bir kayıp belki ama olsun.
Duygulu bir film, ilk çıktığında oyuncuların röportajlarına kadar hatırlarım çok da severim. Ama asla ağlamam galiba hikayeleri ortak olan ya da ucundan bi yerinden dokunan insanlar duygulanıp ağlıyolar.
Hayatımda agladıgım ilk film. 13 14 yaslarındaydım izledigimde fakat o zaman bile icime bir seyler oturmustu. Hele ki adamın öldügü son sahnedr gozyaslarım sel olup akmıstı.
son sahnesi en duygusuz insanı bile ağlatır o kadar kötü bir sahne. ne zaman filmin son sahnesini izlesem ağlıyorum hatta bazen canım ağlamak istediğinde youtube'dan o sahneyi açıp izliyorum.
5 kişi gittik sinemada gösterime girdiğinde.
Bi Ege kasabasında görev yapan 4 öğretmen arkadaşım ve ben. 3 bayan 2 erkeğiz bu arada.
yolda içlerinde manitam da bulunan hatunları uyardım. sakın dedim, sakın ağlamak yok. Sizinle uğraşamam diye dalga geçtim bir de..
Fakat babayla problemli olan bendim içlerinde.
yarım saat sonra diğer 4 kişi sadece bana mendil yetiştirmeye çalışıyorlardı. o derece.
o derece koyar bu film bana. hem de her seferinde..
çağan ırmak..
harikulade bir iş çıkarmıştır.
kesinlikle izlenmesi gereken 100 film arasındadır bence.
Baba!
yüreğim yangın yeri gibi biliyor musun? gözü arkada kalmak böyle bir şey galiba...kaç gündür onu itmek istiyorum bana sarılınca, beni sevmesin diye kaç gündür uğraşıyorum ama yapamıyorum... onun hayatında yutkunamadığı bir yumru olacağım için de kendimden nefret ediyorum! ona bir oda ver baba, bir evi olsun, ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bir ev... ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki...
sen söyle ona baba... ona de ki... ...
Fikret kuşkan'ın ölüm sahnesine kadar normal izlediğim fakat bu sahneden sonra kendimiz tutamayıp gözyaşı döktüğüm filmdir. Özellikle deniz izmir'de ilk okula gittiği gun tam arabaya binecekken bir kenara oturup ağlaması ve filmin sonunda film makinası ile film çekerken babasının hayalini görmesi insanı istet istemez hüzünlendiriyor. ilk defa bir film izlerken ağlamama neden olmuştur.
benim gözümde türk sinemasının dram dalında kesin zirvesidir hatta bütün dalları da katsak ilk 3e hiç kuşku duymadan yazarım. suan dram diye çıkan sinemalara bakıyorum da babam ve oğlum hep zirvede kalcak gibi.
ağlaya ağlaya bitiremediğim sinema filmi. erkek olmama rağmen ilk defa bir filme bu kadar ağladığımı hatırlıyorum. ''açaydım gollarımı gitme diyeydim''. mutlaka izleyin izlemediyseniz.
şöyle bir şey de var, deniz okula gitmeden okuyabiliyor mu yoksa zaten okula başlamış mı onu anlamadım. çünkü babası öldükten sonra okula başlıyor diye biliyorum.
izlemediğim ancak izleyenlerin yorumlarına dayanarak acıklı bir film olduğunu düşündüğüm filmdir. Bu tarz filmleri sevmiyorum kişisel sebeplerimden dolayı.