her insanın içindeki bir şeyleri etkilemiş olan, kız erkek farketmez herkesin gözünden birkaç damla yaş akmasına sebebiyet vermiş çok iyi bir çağan ırmak ürünüdür.
bir türlü izlerken ağlamayı beceremediğim film. o başındaki kadının doğum yaparken ölüm sahnesi o kadar etkilemişti ki, annemin evlenmesine bayağı bir süre karşı çıkmıştım.
ne zikime bu kadar beğenildiğini anlamadığım film. bizim türk sinemacılar zaten ya drama ya da komedi filmi çekebilirler. son 30 senedir başka bi bok yapabildikleri görülmemiştir.
salya sümük akıtmaya hazır olan milletimiz hemen sevmiştir bu filmi. amına koduğumun solculuk-komünizm propagandası da içine girince hemen bol bol ödül vermişler filme.
özetle, hiç bi numarası, kalitesi olmayan film. 100 senedir anlatılan acıklı hikayelerin revize edilip türk milletine tekrar yutturulduğu filmdir..
türk sinemasında başarılı yapım çıtasını bir hayli yukarı kaldırmış olan, sonrasında çekilecek filmleri daha kaliteli olmaya itmiş olan, yetkin dikinciler, fikret kuşkangibi oyuncuların müthiş performans sergiledikleri bir başyapıt.
sağcısını, solcusunu, dincisini, dinsizini,kürtünü, türkünü ağlatmış, içini burkmuş ,yürekleri dağlamış, aradaki görüş farkları ne olursa olsun herkesimden insanı aynı sinema salonunda toplayıp aynı hissiyatları yaşatmış film. madem aynı hissiyatlarıda paylaşabiliyoruz, en azından entrylerde biraz saygı olsun. açılan başlıklar biraz düşünülerek açılsın. sike sike birlikte yaşıyacağız nedir yani. ha yanlış anlaşılmasın elbette herşey yazılsın, çizilsin ama belden aşağıya vurmayın be kardeşim.
en etkileyici turk filmlerinden biri.. hele babanin kollarini acmasiyla baslayan sahne var ki * kopariyo......
herkesin izlemesi gereken, aglatan ve gulduren cok guzel bir film.
adam karısını sokakta doğurttuktan sonra sabahleyin askeri araç gelir. içinden asker iner ve "darbe oldu!" der. o sözlerindeki duygu "uyan" gibidir sanki.
ikincisi de dedenin torunu ile atın karşısında konuşmasıdır. dede der: "torun hiç sevilmez mi?" * .
işte böyle sözlük. hatırlayınca yine duygu yoğunluğu oldu. ama en çok etkileyen yeri de cd'yi player'dan çıkartırkendir. insan içinden "bu film bu kadar kısa sürmese" der...
ailesiyle sorunları olanların izlemeden önce bir kez düşünmesi gereken film.
çok derinden yarayalabilir, ölüm gerçeği. ya da umutlandırabilir sizi böylesi bağlı bir oğul sevgisi.
belki hayatı tekrar yakalattırabilir, bir çocuğun hayalgücü, veya bağlayabilir amcanın o masum hali.
belki de değişmeyeceğini görmek sonun, hiç ağlatmadan kişiyi, boşverdirebilir.
ya da sarhoş bir babanın, babasından son isteği fena halde acıtabilir.
gidecek odası, dönüp gittiği ya da dönüp gitmek istediği oda olanlar derin bir soluk alıp açmalı filmi..
bir babanenin çocuksuluğu gülümsetebilir, ya da aynı annenin kararlılığı etkileyebilir.
büyük teyze hayatın ufak detaylarını gösterebilir, ve belki de oğlunu anlamayı denemiş bir baba bütün dileğiniz olabilir. ne olursa olsun çetin tekindor'un titreye tireye ağlayışı batabilir, dokunabilir ta derine.
o yüzden bir kez durup düşünmeli baştan;
en çokta bir dedenin "bana dede de" diyişini unutturmayabilir..
sonraki günler hep onu düşünmekle ilgili zaten..
beş kez de izlesen on kez de izlesen boğazında bir yumruk oturur. daha fazla direnemezsin ve akar gözyaşların. öyle bir filmdir babam ve oğlum. bazen en duygusal sahnesinde güldürür birdenbire.. çağan ırmak yine basarılı bir iş cıkartmıstır. *
her zaman ki salaklığımla izlerken babamla göz göze gelmemek için gidip izlemediğim film. belki bir daha babamla öyle bir filmi izleme şansım olmuycak. büyük ihtimal babam da film oynarken haber kanallarını karıştırıyordu. deli gibi istedim o filmi bir kez de babamla izleyip ona sarılmayı. yine beceremedim. yine yanarken içim mat bir yüzüm vardı pc karşısında. seni çok seviyorum baba.
buram buram çağan ırmak kokan film. türk sinemasının başarılı örneklerinden biridir. düşük bir bütçeyle de iyi bir film çekilebileceğini fazlasıyla göstermiştir. ağlatma kısmına girmiyorum bile... duygularına, ellerine sağlık çağan ırmak...