babam hala hayatta olmasına rağmen ne zaman izlesem ağladığım filim...(evet orclar da ağlar)
babamı bir gün kaybedeceğimi biliyorum işte o zaman bu filmi nasıl izlerim, izlersem ne hale gelirim hiç bir fikrim yok...
Yakın tarihli türk sinemasının askere polise sallayalım zalım gösterelim araya da iki dram koyalım da terörist olduğumuz çok da belli olmasın tandanslı örneklerindendir.
ayrı bir dönemdi o.
senin ansiklopedilerde okuduğun soğuk savaş, veitnam savaşı dönemiydi.
sen nasıl rte/akp vs diğerleri diye yaşıyorsan bir dönemi... o versusta amcan dayına düşmandı aq! ikisi de canından kanındandı! biri amcan biri dayındı. sen nötürdün! yiğeni idin ikisinde... ikisinden de sevgi gördüğün... harçlık aldığın... ama birazcık fazla harçlık verenin birazcık daha aklında yer ettiği.
köy yeri gene iyiymiş lan. 2-3000 nüfuslu bir yerde... o sağ sol çıkmadan önce herkes birbirine kız vermiş gelin almış... aile olmuşsun. düşünsene lan aileden olmuş artık bir yenge... yengeliği kalmamış, teyzen olmuş artık...kardeşi karşı bir cephede!
o yüzden bir nevi etik bir savaş vardı.
sırf hısım akraba diye, sağcıların solcuların, solcuların da sağcıların hayatını kurtardığına kulak misafiri oldum. savaştıkları fikirdi... zihniyetti. sen ben öbürü değil. düşman olsalar da fikir olarak birbirlerine, birbirlerini düşman olarak görmedi lan kimi insanlar.
ben şanslıyım... extrem iki ailenin arasına düşmüştüm... bir yere gidip aldırma gönül bir yere gidip mehter marşı dinleyebilen bir çocuktum. çocuktum... bilmezdim... herkesi severdim severdim. benim ideolojim yoktu, çocuktum aq. benim ekonomi bilgim gazoz veya dondurma alabilme üzerine kuruluydu.
mesela o dönem biri çıksa, en çok dondurma şöyle yiyebilirsin dese adına bakmaz ocu olurdum.
ama ruhumu bir dondurmaya satmak değil bu... o ne demek bilirdim.
zamaninda bu filmin nesine duygulanmisim hic bilemiyorum. beni en fazla o ilk sahnedeki caresizlik hissi etkilemisti.
simdi toplum daha da kotu halde. yasaklar ve ekonomik durumun kötülüğü haricinde sosyal cozulmede yasandi. toplumun ahlak seviyesi iyice dustu ve birde ustune milyonlarca gocmen eklendi. artik gecmise aglamaktansa bugune aglamak daha olasi.
dun iyi degildi ama bugun ekonomik ve sosyal sartlar daha da kotu.
"ona bir oda ver baba... bir evi olsun, ama zaman zaman da çıkıp gidebileceği bi evi. ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki, sen söyle ona baba, ona de ki...”
eski bir kiz arkadasimla gece telefonda konusurken izledigim, kizin telefonun bir ucunda ne oldugundan haberi yokken ve hayatindan kesitleri bana anlatmaya devam ederken ben mikrofonu kapamis hickira hickira aglayarak filmi bitiriyordum. uzucu :(