şu film sinemadayken 4 tane yetimle izlemeye giden kafama bişey diyemiyorum.
biri babamdı.
adam babasını hiç tanımamış daha bebekken kaybetmiş ve anası olacak kadın onu bırakıp başka biriyle evlenmiş.
biri annemdi.
babası 7 yaşındayken ölmüş/öldürülmüş tam olarak bilinmiyor.
biri babamın teyze kızıydı.
onun da babası daha çocukken ölmüş. kocası da genç yaşta bi maç esnasında kalp krizi geçirip ölmüş.
biri de bu teyze kızının oğluydu. babası öldüğünde 5 yaşındaydı.
böyle efsane bir kadroyla bu filme gidip o günün etkisinden kurtulamamak nasıl bişey kimse bilemez.
bugün seksen beşinciye izlediğim filmdir. usta yönetmeni ve dev kadrosuyla benim gözümde, çekilmiş en iyi türk filmlerinden biridir. unutulmaz sahne ve replikleri günlük hayatımızda yaptığımız esprilere karışsa da hepimizin içinde hüzün dalgaları yaymayı başarır. izlerken düşünürsünüz, bu filmi herkes izlemeli diye ama bir yabancının, babam ve oğlum u anlaması, bizim aldığımız tadı alması imkansız. karakterlerin her biri türk insanının ayrı bir özelliğini vurguluyor. davası için babasını karşısına almış bir adam, evladıyla eşi arasında kalmış gençliğinde kocasına söz geçiremeyip yıllar sonra eşinin karşına çıkıp boşanma pahasına oğlunu savunan bir anne ve toplumumuzun gerçeği sert görünümlü, inatçı ama bir o kadar da ailesini seven bir baba.. ve ihtilal dönemi. bizim yaşadıklarımızı, bizim acılarımızı bizden başkası anlayamaz. teşekkürler çağan ırmak, sinema tarihine kocaman bir miras bıraktın.
tesadüfen ortaya çıkan filmlerden birisi. selvi boylum al yazmalım gibi. hani o an olmasa hiç olmazdı. tesadüfen oldu. bir sürü doğru adam, doğru zamanda, doğru bir hikayeyle geldi geçti gitti.
--spoiler--
elimi neye attıysam kurudu. karım öldü. bir zamanlar aynı yola baş koyduğum arkadaşlarım reklam şirketlerinde, iktidar borazanları çalan gazetelerde acıyıp bana iş verdiler; köpeğe kemik atar gibi... kendilerini temizlemek, ruhlarını temize çıkarmak için... dur; konu bu değildi. ben başka bir şey diyordum. heh, tamam; ev diyordum. baba, buraya niye geldim biliyor musun ? denize bir oda ver. onu yanına al. burada büyüsün. bir evi olsun. gidecek başka hiçbir yeri yok. ona bir oda ver baba.
--spoiler--
türk sinema tarihinin en güzel ilk 5 filminde her zaman yerini alacak yapıttır. ancak ve ancak benim gözümde hiçbir zaman 1 numara olamayacaktır. 1 numarası için (bkz: eşkiya)
yalnızken izlenmesi gereken filmdir. veya eşinizle izleyin.
bu filmin ilk çıktığı zamanlar arkadaşımın abisinin düğünü vardı. onun için kadınları düğüne götürecek bir şehirlerarası otobüs ayarlanmış. otobüste bu filmi açmışlar. filmin başındaki doğum sahnesini görünce yaşlılardan biri filmi kapattırmış. 2 saat yolu o teyzeye küfrederek gitmişler.
bu filmin ismini duyunca niyeyse aklıma hep bu olay gelir.
Kaliteli oyuncularin ve dozunda şivenin filmin gerceklik payini artirdigi icin hungur hungur aglatan film. O kadar icten ve yapmacikliktan uzakti ki, aglamamak ne mumkun. Konu guzel, ama aglatan gercekciliktir.