ne zamandır izlemek isteyipte zaman bulup izleyemediğim filmdir. ama sonunda gece saat 02.00 dolaylarında izlenmiş ve bünyeyi ağır hasar durumlarına sokan filmdir. babanın evde olmayışı, özlenişi, filmi izlerken daha bir vurucu olmuştur ve sabaha kadar durmaksızın ağlanmıştır..
(bkz: salya sümük)
--spoiler--
"peki sen hiç bir çocuğun büyüyeceğini görememek ne demek bunu bildin mi? hiç bilir misin bu duyguyu? hayat devam edecek, birileri yeni kitaplar yazacak okuyamayacaksın, yeni filmler çekilecek izleyemeyeceksin, sevdiğin bir şarkıyı bir daha dinlemek isterken dinleyemeyeceksin... bunlara kolay alışır insan; ama onu büyürken izleyememek, yanında olamamak, ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak..."
--spoiler--
Çağan Irmak'ın kaleminden ve kadrajından çıkan 2005 yapımı bir filmdir.Filmi izlerken gözyaşlarınız akarken bir yandan da kahkahalarla gülebilirsiniz.izlenmesi gereken bir filmdir.
hep korktum izlemekten bu filmi. babamla aramda olan münasebetten ötürü çekindim izlemeye. sonunda bugün izledim bu filmi. hüseyin aga çok ağlattın beni çok.
'ona bir oda ver baba' repliği ve çetin tekindor üstadımızın özellikle film sonlarına doğru oynadığı takliti zor inanılmaz sahneleriyle tüylerimi diken diken eden, hayatımda ağladığım tek film olması özelliği vardır benim için.
son yıllarda türkiye'de çekilen en iyi iki türk filminden biridir bana kalırsa. bir tutam kahkaha, iki tutam gözyaşı öyle güzel harmanlanmıştır ki bu filmde, ortaya gerçekten kaliteli bir iş çıkmıştır. bu arada diğeri için;
melodramayı entelce anlatma becerisi gösteren ve sanırım baba - oğul ilişkilerinin oldukça kötü olduğu ülkemizde, babaların ve oğulların vicdan muhasebesi ve pişmanlık duygularını kamçıladığı için çok izlenen bir filmdir.
ey çağan ırmak! Ben sana ne deyim ki? Baba olmadan önce izlediğimde, biraz ağlamıştım. Şimdi baba gözüyle izledim, hıçkıra hıçkıra, bağıra çağıra ağladım. Bu kadar da olmaz çağan abi, yemin ederim ayıp bu yaptığın.
henüz ortaokuldayken izlediğim başları da acıklı olmasına rağmen ağlamayacağımı düşündüğüm sonra evde ağladığım ardından televizyonda izlerken yine kendimi tutamadığım mükemmel film.
bi kaç defa televizyonda rastlamıştım. izleyenlerden duyduğum kadarıyla herkesi ağlatıyormuş bu film. televizyonda izlerken sıkılıp, durağan sahnelerde -özellikle de diyaloglarda- zap yapıyordum. o yüzden de filmden bi bok anlamamışım. arkadaşlarla konuşurken de ağlanacak ne var o filmde amk diyodum hep. ama geçen hafta arkadaştan aldığım filmler arasında bulunca oturup baştan sona izledim. tek başıma. iyi ki tek başıma izlemişim. filmin bi çok sahnesinde gözlerim doldu, üstüne final sahnesi ağlattı resmen. finalden sonra ufak veledin ağlaması da içimi kopardı, yüreğimi dağladı. kendime lanet ettim. artık bi filmi baştan sona izlemeden hakkında yorum yapmıyorum. çağan ırmak'a da özellikle teşekkürler, ağzımıza sıçtığı için.
sene de 1 kez mutlaka izlediğim ve daha ilk saniyesinde ağlamaya başlayıp, son karesinde durabildiğim filmdir. bu sene de bu geceye denk geldi, gözlerim kan çanağı oldu adeta.
çağan ırmak imzalı süper filmdir. oyunca kadrosu çok sağlamdır. konusu da caziptir. salya sümük ağlatır. izlemeyenler hala varsa muhakkak temin edip seyretsinler isterim.
konunun ve anlatımının the fall isimli filmle aynı yerden arak olduğu film. konu üzerinde ufak tefek değişiklikler yapılmış ama anlatım aynı. tabi çağan ırmak isimli arkadaşımız aynı görselliği sağlayamamış.