tam 10 sene oldu. çok özledim be sözlük. bir insanın kendini tek başına büyütmesi kadar zor bir durum daha var mıdır? tanım: kişinin ne kadar güçlüyüm dese bile en kırılgan noktası.
ahmet şafak'ın en etkileyici eserlerinden biridir.
Babamı Özledim
Her yağmur yağışında, her güneş batışında
Hatıralardan babam süzülür gözüme gelir,
Sessiz yaşamış, sedasız ölmüşlerdir.
Ana şefkati yanında okunmaz esâmeleri.
Babalar ölüm meleği konduğunda ocağın ortasına, fark ettirirler kendilerini
Çile, boğuşma, emek ve kavgayla geçen bir ömürden arta kalan sessiz bir vedadır bu;
Yüklenir çağa-çoluk aşkına, hayatın yükünü,
Anamın arkasında bir dağ, kolu kanadın ocağın üstünde,
Anamın dağı çökmüştür; sarsıntıyı anlamaz çocuk yürekler
Hayat, yedi düvel askeri gibi üşüşmüştür üstümüze.
Babam vatan bellediği yuvasının dağ gibi dertlerine vurmuştur kendini
Ve vurulmuştur Mehmetçik gibi vakitsiz.
Gözlerimden akar damlalar, yağmur vurduğunda cama
-Artık baba olduğumdan mıdır ne- oturur,
Babama değil kendime ağlarım
Meğer gözyaşı da yakışırmış baba olduğunda erkek adama.
Yoksul evlerin canı imiş baba sevgisi,
Ve herkesin yüreğinde bazen bir bamteli kopmasıymış babanın yitikliği
Hayat kendi hükmünü koyar derdi babam;
Bu hükümde sana bir müjde var baba!
Eylül fırtınasında senden kurtarabildiğim kitaplarımı; hayat,
Bebe bisküvisi, ayakkabı, kalem, silgi
Ve ilaç fiyatına aldı benden;
Kitaplarımı sattım ve gözyaşımı içime attım.
Unuttum beni kaç kez tokatladığını,
Ve her tokadının ardından gizli gizli yandığını
Sırtıma çevrilmiş pusuların önüne atılışını ve yüreğini koyduğunu canım yerine;
Babalar böyledir işte...
Bir sertlik kalkanıyla buğulanır yüzleri;
Gülmez gibidirler, çocuk şefkatini bilmez gibidirler..
Hayatımızın ilk yanılgısını alırız baba olduğumuzda.
Meğer kahkaha atmak isterlermiş,
Sarılmak minicik ellere, öpmek doyasıya ne çok hevesleriymiş.
Anam anlatırdı inanmazdık,
Bir su damlasının kayıp gitmesi gibi ellerimizden;
Ya da bir yıldızın yer değiştirmesi gibi gökyüzünde
Yitirdikten sonra bir dağı, anladık,
Şimdi çek babam, çek diye bir mesel dudaklarımızda
Çektikçe hayatın yükünü omuzlarımda,
Kederimi yatırmak isterim kabristana ve ağlamak isterim toprağına yüzümü vurup;
Bilirim kalkmasa da doğrulup
Yattığı yerden hisseder beni.
Üzerindeki otları kırçıl sakalları gibi okşarım.
Yağmur da yağarsa hani, iyi olur ha;
Birlikte ağlarız yitikliğimize
Ve haykırırım ve söylerim bağırarak,
Yıllardır söyleyemediğimi:
Baba!.. Duyuyor musun beni?
Baba olduktan sonra daha çok özledim seni,
Daha çok özledim seni,
Daha çok özledim seni!..
Her yağmur yağışında,
Her güneş batışında hatıralardan babam süzülür, gözüme gelir.
Babam süzülür, gözüme gelir..
Babam süzülür, gözüme gelir
Babamı özledim. Ben onu 1 gün görmesem de özlerim. O benim kıymetlim. Bana verdiği soy adını en iyi şekilde taşıyarak ona layık olmaya çalışıyorum. Beni o kadar değerli, o kadar narin ve sevilesi hissettiriyor ki başka kimseye ihtiyaç duymuyorum. Bir gün konuşmasak ertesi gün ya o arar ya ben birbirimize söyleniriz sen aramadın ben aramadım diye. Ben babamla hiç kavga etmedim sözlük şükrediyorum her gün o beni çok seviyor biliyorum hissediyorum ben de onu çok seviyorum. Seni çok özledim babacım. Hep yanımda ol beni sakın bırakma.
babamıı görmeyeli tam tamına 3 yıl 5 ay oldu.. neden göremıorm die soruorum basen kendime . öldü diyemıorum bi türlü kendime. hayat deyip herseyi kabullendiğim olduda bi bunu kabullenemedim. arkadslarım doğanın kanunu bu diolar nasıl dünya nasıl bi doğa bu ya.. kim koyuyoo bu kanunları.. madem alıosun yanına benide alsada artıkk .. haksızlık değil mi bu ? et tırnaktan nasıl ayrılır siz söyleyin :(
Her dünya kupasında değil,başı her dara düştüğünde değil,adını taşıyan oğluyla her bayram mezar taşını ziyaret ettiğinde değil,dağlara her baktığında özlüyor insan,arkasındaki koca dağı...
sabah, çok erken saatler, sıcak ekmek kokusu, boğaz vapurları, tren istasyonları, eminönü, beşiktaş balık pazarı, boğaz köprüsü, kemal sunal filmleri, kuru kahveci mehmet efendi, bitmez uzun yollar, tavşan kanı çay, bahçedeki hatmiler, kayışdağı suyu, torunun, annem. hiç birinin tadı yok be babam, 1,5 yıl oldu. eğer bir tek akşam, sen aklıma düşmeden uykuya dalıyorsam tez yanına geleyim. ah babam *..
ne kadar 3 dakika içinde aynı başlığa üç giriş yapmanın yasak olduğunu bilsem de, çiğnemeden geçemeyeceğim.
ogee'nin.
anlattigin masallar halen aklimda baba
belki bir gün bir daha karsilasma sansimiz var mi acaba
cocuklugumda oldugu gibi
el ele hayalimde götürür müsün beni uzak diyarlara
baba sensin benim en temiz rüyam
beni cok severdin ama belli bile etmezdin
ama beni sevdigini her seyinle sezdirdin
kizgin bakislarin bile hale aklimda baba
bir bakisin yeterdi
vurmazdin bile bana
yollarimiz ayri artik bu hayat yokusunda
tek basima savasmak zorundayim baba
yarim bardak caydi hatiran sözlerinle
anlatilmaz bir bicimde her an icimde
bastiramadim bir nebze alamadi kimse
2 aralik pazardi kimsesiz gece
eksik olan duygulari bulamadim kimsede
yappoz olmus dünyamda tek eksik sendin baba
karahaber cabuk yayilirmis öyle oldu
herkesin zamani varmis seninkiyse azmis
annemden duydum baba namin yetimmis
insan dogar ve ölür kanun böyleymis
önce inanamadim hicbir sey duyamadim
dügümlendi bogazim tutunamadim
onbesimden önce düsünürken seni hayalimde
en güclü en büyük her zaman sendin benim gözümde
ama artik sana ihtiyacim oldugunda
babam diyip kosturmuyorum sana
yagmur bir gecede uykumdan uyanircasina kalktigimda
''korkma!'' diyecek bir dosteli yok ki yanimda
söylesene baba niye aciz kaldim ben yoklugunda
bu hayat oyununda
kurtlar sofrasinda bir kuzu rolü verdiler bana
cocuklugumda ucmak isterdim yükseklerde
ama her istedigim olmazmis anladim simdilerde
yasim dokuzdu ne bilirdim
büyüdükce ögrendim adimlarinla büyüdü hayallerimle
gözlerin gözlerimde ve hasretin pesimde
masallarda kahramanim sen benim canimsin
akmamis kanim ve de en özel yanimsin
biriktirdim her seyi kimseye anlatmadim
duygularim pekisti bunlari sana yazdim
allah rahmet eylesin, nur icinde yat baba
baba.. şimdi yoksun.. seni çok özledim.. ağlamamı istemezdin hiç.. saçlarımı okşamasanda beni sevdiğini çok iyi biliyordum.. öyle özlüyorumki seni... keşke yanımda olsan da sarılıp ağlasam sana.. ağır sert dursanda biliyorum yumuşacık sıcacık bir kalbin vardı.. çok yalnızım baba.. bir yanım hep eksik.. ne sevmeyi becerebildim nede söylemeyi.. kendimi bitmiş hissediyorum baba.. hep derdin onurunu gururunu ayaklar altına alma diye.. aldım baba.. birini öyle çok sevdim ki aşkımın büyüklüğü bunuda yaptırdı bana..
belki bir yerlerden beni görüyorsun... belkide şu an yanıbaşımdasındır.. ama bil ki seni çok özledim babam benim...
ahmet şafak'ın babasını kaybedenler için yazdığı ve söylediği parça. -bence- herkesin bir kez bile olsa dinlemesi gerek.
her yagmur yagisinda
her günes dogusunda
hatiralardan babam süzülür gözüme girer
sessiz yasamiz, sedasiz ölmüslerdir
ana sefkati yaninda okunmaz esamedir
baba'lar ölüm melegi kondugunda ocagin ortasina;
fark ettirirler kendilerini.
cile bogusma emek ve kavga ile gecen ömürden
arta kalan sessiz bir vedadir bu.
yüklenir cagac olup askina hayatin yükünü
anamin arkasinda bir dag
kolu kanadi ocagin üstünde
anam; dag cökmüstür.
sarsintiyi anlamaz cocuk yürekler
hayat yedi düvel askeri gibi üsüsmüstür üstümüze
babam vatan belledigi yuvasinin
dag gibi dertlerine vurmustur kendini
ve vurulmustur mehmetcik gibi vakitsiz.
gözlerimden akar damlalar
yagmur vurdugunda cama
artik baba oldugumdan midir ne
oturur babama degil kendime aglarim.
meger gözyasi da yakisirmis baba oldugunda erkek adama.
yoksul evlerin caniymis baba sevgisi
ve herkesin yüreginde bir bam teli kopmasiymis babanin yitikligi.
hayat kendi hükmünü korur derdi; babam
bu hükümde sana bir müjde var baba
eylül firtinasinda senden kurtara bildigim kitaplarimi
hayat bir bebe bisküvisi, ayakkabi,
kalem, silgi ve ilac fiyatina aldi benden;
kitaplarimi sattim, gözyasimi icime attim.
unuttum beni kac kere tokatladigini;
ve her tokatin ardindan gizli gizli yandigini.
sirtima cevrilmis pusularin önüne atilisini.
ve yüregini koydugunu canim yerine.
babalar böyledir iste.
bir sertlik kalkaniyla bugulanir yüzleri,
gülmez gibidirler; cocuk sefkatine
bilmez gibidirler.
hayatimizin ilk yanilgisini aliriz; baba oldugumuzda.
meger; kahkaha atmak isterlermis,
sarilmak minicik ellerine, öpmek doyasiya.
ne cok hevesleymis.
anam anlatirdi inanmazdim.:
bir su damlasinin kayip gitmesi gibi ellerimizden,
ya da bir yildizin yer degistirmesi gibi gökyüzünden.
yitirdikten sonra bir dagi anladik.
simdi ' cek babam, cek ' diye bir mesel dudaklarimda,
cektikce hayatin yükü omuzlarimda
kederimi yatirmak isterim kabristana.
ve aglamak isterim;
topragina yüzümü vurup.
bilirim; kalkmasa da dogrulup
yattigi yerden hisseder beni.
üzerinde ki otlari, hircin sakallari gibi oksarim
yagmur da yagarsa hani, iyi olur ha!
birlikte aglariz yitikligimize.
ve haykiririm ve söylerim bagrinik:
yillarca söyleyemedigimi:
baba duyuyor musun beni:
baba olduktan sonra daha cok özledim seni,
daha cok özledim seni,
daha cok özledim seni.
her yagmur yagisinda,
her günes batisinda
hatiralardan babam süzülür gözüme gelir
babam süzülür gözüme gelir.