laf koyma gibi bir huyu yoktur ancak lise sonda yüksek okul tercih sonuçları açıklanana kadar heyecan ve 'ya olmazsa' korkusundan yataklara düşmüş kişidir benim babam. Sonra iyileştirdik tabi.
Siyasetin hukuki boyutu üzerine tartıştığımız esnada bana "iktidar dediğin o kadar hukuki olsaydı millet akp iktidarının kabul ettiği kanunları bu denli eleştiriyor olmazdı, siyaset hayatta öğrenilir" diyen babamın haklı ayarıdır.
arkadaşımla babası şiddetle tartışırken aralarında geçen diyalog;
a: yaa tabi sende ne anlarsın ya bırak bu işleri baba.
b: ne yaptın lan bu yaşa kadar ben anlamayacağım sen mi anlayacaksın!..
a: sen ne yaptın allah aşkına bu yaşa kadar baba?..
b: ben insandan insan yaptım ulan senin onu bile yapıp yapamayacağın belli değil.
not: olay sonrasında arkadaşımın nutku tutulup dumur olurken, ben yerlere yatmakla meşguldüm.
17 yaşındayken olanlar:
- oğlum sigarayı bırakmıcak mısın?
+ hayır baba.
- o zaman bana da ver ben de başlayacağım bundan sonra.
+ al baba.
- hastır ordan eşşek herif! 1 ay para, kontör, bilgisayar yok sana.
ergenliğimin doruğundayım, babamla her konuda tartışıyoruz. tartışma hararetlendikçe daha da hırçınlaşıyorum, ağzımı bozuyorum. ardından babam yüzünde 'bu iş böyle olmayacak' ifadesiyle
'bak oğlum cüzdanımı, arabamı alırım bu evden siktirolur giderim bir daha ne sen ne de anan yüzümü göremezsiniz. bir sahil kasabasında tek başıma yaşarım ne senle ne ananla uğraşırım.'
o an düşündüm 'lan bu adam senelerce okumuş subay olmuş bu yaşa gelmiş hakketen neden benim sorunlarımla uğraşmak, bana harçlık vermek, annemin dırdırını çekmek zorunda lan'. o an babamın psikolojik olarak ergenliğimi sonlandırdığı andır.
edit: babalar ne kadar fedakar lan bi düşünün.
üniversiteye hazırlandığım dönemlerde nasıl canından bezdirdiysem artık adamı beni karşısına alıp; bak yavrum*herkes iyi bir meslek sahibi olmak zorunda değil sen de iyi bir anne olursun demişti ki o gün daha çok çalışmam gerektiğine karar verdim.*
tarih ve fatih sultan mehmet hayranı babama bir gün
''bak baba, eğer ben senin oğlunsam emrediyorum arabanın anahtarlarını ver, yok eğer sen benim babamsan derhal arabanın anahtarlarını bana teslim etmen gerekir' dediğimde
-istanbul u fethet, fatih ol sonra gel bana sultancılık yap deyyus, s.ktir git yok sana araba maraba demiştir.
üniversite sınavına üçüncü kere hazırlanılmaktadır. oldukça hasta olunan bir gün denemeye girilmiştir ve baba da o gün hasta olunduğunu bilmektedir.
-ne bu deneme sonucu böyle?
+baba biliyorsun o gün hastaydım.
-hiç üzülmedin mi yani şimdi kötü geldiğine?
+ya deneme en nihayetinde hastaydım da. neden üzüleyim ki?
-eskiden bir üzülürdün falan artık o da kalmadı. iyice kaşarlandın ha.
lise yıllarıydı, babam yanımda arabıyı ben kullanıyorum. kartal l ile deli gibi gidiyorum. önüme geleni sollanmaz uyarılarına rağmen solluyorum. o kadar güzel ki babamın yanımda olduğunu bile unutmuşum. önümüze mercedec çıktı, çıkmaz olaydı. ben bunu virajda geçmeye yeltendim. babam artık patlamayla aq.umun adamın altında uçak var basmıyor da sana noluyor, deyince, hak verdim, yavaşladım.
küçük yaşlarda sofradakileri beğenmez ve yemeyi reddederdim. Yine böyle annemle çatal bıçak savaşı yaptığımız kahvaltı sofrasında babam tam karşımdaki duvara bir resim astı. Hepimizin bildiği bir resimdi. Başında ölmesi için nöbet tutan bir akbaba ile kemikleri sayılan küçük bir çocuğun fotoğrafıydı. Bak dedi bu çocuk senin bu ağız burun kıvırdığın sofradakilerin belki tatlarını bile hiç bilemedi. Bunları bulamayan dünyada kaç milyon çocuk var . Şimdi şükret ve güzelce yemeğini ye dedi. Boynum bükük öylece halının desenlerini inceledim bi' müddet. Unutamadığım sağlam bir ayardı.
(bkz: kevin carter)
ve hatırlamak isteyenler için http://img374.imageshack.us/img374/2365/hungry20child1gs7.gif
lise 2 deyken babam bir şeye kızmış enseme tokat patlatıcakken elini tutmuştum diğer elle vurucakken diğer elinide tuttum. gücün artık bana yetmez babında pis pis yüzüne sırıtırken kafayı yemiştim babamdan. bana verdiği en iyi ayar buydu.