yakar çok can yakar...
4 yıl olmuş o bu dünyadan çekip gideli ama yine evlatların babalarına hediye aldıklarını görünce ilk günkü gibi tıkanıyor adamın boğazına cümleler. yine yutkunamıyorsun ilk günkü gibi. yine sessizce şarkılar söylüyorsun içinden duymamak için başkalarının "baba" deyişini. yine çekiliyorsun inine koskoca dünyada yapayalnız hissederek. yine canlanıveriyor en ufak bir sebepte gözlerini dolduran özlemi...
sımsıkı sarılın bugün babalarınıza. yarın bir anda yok olup gideceklermiş gibi doya doya koklayın tenlerini, okşayın saçlarını öpün yanaklarını ellerini.
onun gözünü arkada bırakmayacak bir evlat olabildiysen, kendinle onur duymaktır. düşünüp üzmeyin kendinizi. çünkü hiç bir baba çocuğunun üzülmesini istemez...
cemal süreya'nın şiirini hatırlatır, babalar gününe babasıyla girenlerin de içini burkar.
sizin hiç babanız öldü mü?
benim bir kere öldü kör oldum...
yıkadılar aldılar götürdüler
babamdan ummazdım bunu kör oldum..
siz hiç hamama gittiniz mi?
ben gittim lambanın biri söndü
gözümün biri söndü kör oldum..
tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
şöylelemesine maviydi kör oldum
taşlara gelince hamam taşlarına
taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
taşlarda yüzümün yarısını gördüm
bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
yüzümden ummazdım bunu kör oldum..
siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
özel günlere anlam yüklemekten nefret etsem de, bi şekilde dönen bu çarka "eyvallah" diyerek kutluyorum işte bu günlerden bazılarını. mesele, anne baba günü olunca değişiyor işin rengi belki de. sevgililer günü kadar vıcık vıcık, samimiyetsiz bir kırmızı değil. uzatmayım, bugün bunu düşündüm ben.. gurbet böyle düşünceleri tetikliyor, kim bilir? babalarına elveda diyen arkadaşlarımı düşündüm, kuzenimi, annemi, sevdiğim bir çok insanı işte.
babasızlık düşüncesi bile boğazıma düğüm oldu, bi damla yaş süzüldü, tahtaya vurdum,sonra bi sigara yaktım geçti..
bi sigara yakıp da boğazında düğümü hala takılı kalan tüm evlatlar.. babasız bu güne selam ve lanet eden tüm evlatlar, en çok sizlerin güzel babalarınızın günü kutlu olsun. bugün en çok onlara yakışıyor, hiç şüpheniz olmasın. çünkü bugün yalnızca sizler değil, hepimiz onları hatırlıyoruz.
aslında bu hergün acı verir hep bi tarafını eksik bırakır .ama babalar gününde daha bi ayrı alır seni senden .bunun nedeni o günün özelliğinden değil .o gün herkesin babasının yanında olmasıdır .
ama onlar şunu bilmez senin baban sana onların babasından çok daha yakındır .
her yerde çıkan babalar günü haberleri ve etrafınızda çocuklarının elini tutan babaları gördükçe aklınızdan tek bir şey geçer... ''keşke burada olsan...''
baba olduğu halde babasız girmekten iyidir.ne babalık yapmıstır,ne de görevini.babalar gününü bile unutturan babaya sahip olmaktansa,ölümü güzel hatırlanan babaya sahip olmak daha iyidir.
anneler gününü annesiz geçirmek gibidir. anneler gününe annesiz girmek kötüdür fakat insanın babası yatalak bile olsa başında olduğunu bilmek insana bi güç verir. annem öldüğünde babam bana tek bir şey demişti; "sen benim her şeyimsin." bu laftan sonra babamın kıymetini anlamıştım. hayatımın en büyük dersiydi galiba.
şimdi anneniz ve babanız eğerki yaşıyorsa gidin sıcacık bi sarılın ve "seni seviyorum." deyin.
elini tuttuğunuzda sıcaktır önce, sonra soğuklaşır gitgide... elleri soğudukça kalbiniz de soğuklaşır, kanınız donar. bir daha da ısınamazsınız hiç... anlatamazsınız içinizdekileri, onca birikeni. yaşarsınız. yaşamak zorundasınızdır... eksik ve anlamı yitik olsa da, özleyerek her yıl mezarı başında envai çiçeklerle kutlarsınız babalar gününü, ana kız yapayalnız.