jim nolan mahalleden bir arkadaşıyla kavga etmektedir, aslan bazulu, koca yürekli jim hamlesini yapar; arkadaşını tuttuğu gibi yere çalar. gözleri dönmüştür, yere düşürdüğü arkadaşını tekmelemektedir. babası gelir, yere düşene vurulmaz! der, bir de azarlar...
hayatın ciddiye alınmayı hakedecek kadar önemli bir yer olmadığı
eğlenmek için abartılı ekşınlara gerek olmadığı
çocuk yetiştirme sanatı
kimseye darılıp, kızamama becerisi..
1- içeceksen evinde iç millete rezil olmadan. sarhoş olursanda düş yat anında.
2- sağın solun lafıyla yada bir anlık sinirle evine,eşyana,eşine ve çocuklarına zarar vermeye kalkma çünkü zararlı çıkan sen olursun onlar senin bir parçan.
3- annem bazen çileden çıkaracak kadar çok huysuzlaşıyor.
4- tartışmalarda asla taraf olma, onlar barışır arada sen güme gidersin.
tecrübedir. kendime engel olmayı, fazla sinirin küpe zarar oldugnu, hoşgörüyü öğrendim, meraklı olunca nasıl itici oldugumu ögrendim.
mesela çok sinirlidir babam kapıyı ilk çalışta acmasak bağırır, nerde kaldınız diye eve ilk adımdan somurtuk girilinir,
meraklıdır ev birinci kat olmasına ragmen camın onunden biri gecse cama koşar, camda yaşıyor. vs vs. kötülemek degil ders cıkarmak benim yaptıgım.
ve şu da var ki yemek yapmayı öğrendim ben babamdan. annem minnet etmez kimseye görür kendi işini kendi, kalk yap şunu da demez kızı bile olsa kalkar yapar, candır anne, sarılırsın hafif gülümser utanır "gaç urdan" diye kızar ama hoşuna gider bu hareket belli etmez, baştacıdır.
anne bir gün köye gider, işler başa kalır, soganı kavurup salcayı eklemek ekstradır artık lükstür, ehh iş başa düşer, baba olaya el atar. *, boylece yemek yapmak babadan ogrenilir, annenin yoklugunda.
her babaya da nasip olmaz bu, kız evlada yemek ogretmek. gülsen mi aglsan mı. *
işine dört elle sarılmak,sabrılı olmak,özverili olmak...
babam 25 yıl esnaflık yaptı;market işletiyordu her sabah 05.00-.5.30 arası kalkar dükkanını açmaya gider akşam ise 21.00 den önce dönmezdi bu süreç hastalık,cenaze,sokağa çıkma yasağı olmadığı müddetçe devam etti(nadiren de olsa yeğenine pazar günleri anahtarı verir kendisi işe sabah 9'da giderdi.)25 yılın sonunda emekli olduktan sonra,ne kadar,birgün kendisine "bunca yıl hep erkenden kalkıp işe gittin,akşam karanlığında döndün hiç yorulmadın mı;sıkılmdın mı?" dedim.Aldığım cevap,öğrendiğim en faziletli bilgiydi diyebilim"hergün işe,dükkanımı ilkgün açtığım zaman ne kadar heyecanlıysam,o heyecanla gidiyordum..."
kendisinin yaptigi yanlislari benim yapmam durumunda neler olabilecegini ögretti.. annesi ölen birinin ayni gün babasinin da öldügünü ögretti.. sonunda sahiden öldü bir sey ögretemeden.. **