sevmiyorum seni. hiçbir zaman sevmedim. çünkü ben sevginin ne olduğunu anlayacak yaşa geldiğimde, sen yoktun yanımda. sırf babam olduğun için seni sevecek kadar güçsüz ya da yumuşak kalpli değilim. gözlerine bakabildiğim, dokunabildiğim insanları severim ben. senin gözlerinin rengini bile sorsalar söyleyemem.
ama ne yalan söyleyeyim, küçükken bir kaç fotoğrafına bakmıştım. yüzün gülüyordu. işte o an iyice nefret ettim senden. neden gülüyordun ki? bak, ben gülüyor muyum?
ha unutmadan, ben sana saygı da duymuyorum. neden saygı duyayım? annemle yaptığın beş dakikalık zevk için mi? annem saygı duysun. benimle hiç bir alakası yok konunun. nüfus kağıdımda ''baba adı''nda sen olduğun için mi? hayır, yine tutturamadın. nüfus kağıdımda benimsemediğim çok şey var.
beni yıllardır görmeyen akrabalarla karşılaştığımda ''ayy aynı babası'' diyorlar. tipimden soğuyorum bu lafı duyunca. sana benzememeliyim ben. bu kromozom denen naneler bu kadar adaletsiz olamaz. sevdiğim o kadar eş dost varken, bula bula seni bulmuş dna'm.
sen beni ''agu'' derken bıraktın, ben önce ''a,b,c''yi öğrendim, şimdi ingilizce bile konuşuyorum. sen görmedin. işte bu kadar büyüdüm ben, sen de bu kadar yaşlandın. aslında yaşları bir kenara bıraksak bile; işte bu kadar uzaklaştık biz.
hakkını yemeyeyim, bana katkın da oldu. güçlendim yalnız geçen her günün sonunda, bencilleştim. insanlara güvenmemeyi öğrendim. hayallerin hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini, gerçek dünyanın filmlerle en ufak bir alakası olmadığını öğrendim. insanın yalnız olduğunu öğrendim. anne mi? baba mı? eş mi? dost mu? ben büyüdükçe siz öleceksiniz.
yaşım kaç olursa olsun eğer bir gün yalnız kalacaksam, sonunda yalnız başıma öleceksem; iyi ki erkenden terk ettin beni. hayatı erkenden öğrettin bana. işte sadece bu yüzden teşekkürler.
belki kuşlar söylemiştir sana;
ben hala adam olamadım. işte senin oğlun olduğuma dair tek kanıt.
Çoğu kişinin anlayamayacağı durumdur.
Çünkü onların anne ve babası birliktedir ve babası evine sadık bir insandır.
Babaya hakaret eden enrtyleri eksilerler, babaya küfür edilmesini hoş karşılamazlar, ergen birey davranışı olarak algılarlar.
Soruyorum şimdi size; kaçınız anne babası ayrı ve annenin yanında kalıyorsunuz?
Kaçınız babanızı sokakta görseniz tanımazsınız?
Kaçınız babası annenize "git kendini sat" demiştir?
O yüzden babasından nefret eden insanları garipsemeyin, elbet bir sebebi vardır. Kimse keyfinden babasından nefret etmez.
babasını seven kişilerce yadırganan durumdur. bilmiyorlar ki; bütün babaların "baba adam" olmadığı gerçeğini. ben babamı anlatayım, kararı siz verin.
benim babam ayyaşın ve ayrıca itin tekiydi.. bi gece her zamankinden daha fazla tırlattı.. annem mutfak bıçağına davrandı.. babam bundan hiç hoşlanmadı.. ben, seyrederken annemi bıçakladı.. ve bu arada da kahkahayla gülüyordu.. gülerken elinde bıçakla bana döndü ve dedi ki; neden bu kadar ciddisin sen?? bıçakla peşime düştü.. neden bu kadar ciddisin sen?? ve bıçağı ağzıma soktu.. yüzüne bi gülücük konduralım evlat dedi..
şimdi gel de bu adamı sev mna koyim. heh heh hadi bakalım.
öyle bir nefrettir ki kendinizden bile nefret edersiniz. nefretiniz gözlerinizden okunur. aslında buraya uzun uzun yazıp açıklayacaktım. ama yok ya uzatmayacağım. nefretimi tek bir cümleyle ifade edeceğim.
o şahsın ölünce mezarına tüküreceğim.
not: bir insan nasıl babasına böyle der ya da nasıl nefret eder gibi şeyler yazmayınız. insanların nefret etme sebebini bilmiyorsunuz. he bi de olsun o senin baban cümlesinden nefret ediyorum..
söylediğin herşeye kızıp kavga konusu yapıyorsa, bir günü bile sakin geçirmekten acizse, iğrenç sesiyle bağırıp insanı strese sokuyorsa, en mutlu anlarda bile kavga çıkarabiliyorsa nefret edilir o babadan.
çoğunuzun hayal edemediği ama bazı durumlarda çok da anormal olmayan şeydir.
zaten ayda bir görüyorsanız, iş gezilerinden eve döndüğü anlarda da size rastgelmiyorsa, sadece "bir isteğin var mı?" diye sormak için arıyorsa nefret edersiniz ondan.
bütün bu kayıp yıllara karşın tam da kayıp zamanı telafi etme şansı doğmuşken çekip giderse nefret edersiniz ondan.
eğer dışarıda insanların her koşulda nasıl oluyor da arkadaş kalıp mutlu yaşayabildiğine akıl sır erdiremiyorsanız, her istediğinizi elde eden amaçsız biri olarak yetiştirildiyseniz nefret edersiniz, emin olun bundan.
yapmak istediğiniz başka işler varken o yok diye onun işlerini devam ettirmeye mahkum edildiyseniz nefret edersiniz. film çekmek varken ticaretle uğraşıyorsanız nefret edersiniz .
size sıkıcı ve size ait olmayan bir hayat bıraktığı için nefret edersiniz ondan. hiçbir zaman tamamlanmayacak o yarınızı kaybettiğiniz için, normal biri gibi hiç yaşamadığınız için onu suçlarsınız, yine yeniden nefret edersiniz .
Annemin mezarının başında keyifle sigarası içip arkadaşlarıyla havadan sudan neşeyle konuşurken hissettiğim nefreti asla unutmayacağım demiştim kendime. Geçtiğimiz aylarda öldü. Mezarının başında keyif sigarası yakacağım diyordum mezarlığa gidene kadar. Mezarlığa geldik ve buna bile değmeyeceğini anladım. Nefretimi bile haketmiyor. Aradan aylar geçti ilk hissettiğim boşluk duygusu yok içimde. Keşke yüzleşebilecek cesaretim olsaydı diyorum sadece. Keşke bu öfkemi içimde yaşamasaydım da o pişmanlıkla ölseydi diyorum. Nedeni farklı olsa bile hislerini anlayabiliyorum sevgili lilith. Ama sana benim yapmadığımı yapıp yüzleşmeni tavsiye edeceğim. Öldükten sonra rahatladığını sansan bile o his seni tatmin etmiyor.
Şerefsizin teki olduğu için olabilir. Hayatımda en nefret ettiğim adam babamdır. Küçüklüğümde babamı annemi döven yavşak biri olarak tanıdım. Zaten eve de 1de 2de gelirdi. Lan babam bi kere sarılmadı bana bi kere sevmedi. Hep başkalarının çocuklarını sevdi. Amcamın çocukları falan işte. Beni hep yok saydı ya. Zaten nefret ettiğim biriydi ama koyuyo işte. Şimdi ise ne annemi dövebiliyor ne yüzümüzü görebiliyor. Büyüdüm çünkü ben ve ona ihtiyacımız kalmadı. Küçükken hep keşke babam ölmüş olsaydı derdim hiç görmeseydim keşke bu kadar üzülmezdim annem üzülmezdi. Aslında şimdi de öyle düşünüyorum ya neyse. Çok uzun oldu. Kafanızı şişirdiysem kusura bakmayın.