babadan nefret etmek

entry252 galeri0 video1
    51.
  1. ergenlik tribidir, başka da bir şey değildir. tecavüz, adam öldürme, çok büyük şerefsizlikler gibilerinden hardcore mevzular olmadıkça -- babadan nefret edilmez. baba, dünyanın en güzel insanlarından biridir.
    0 ...
  2. 52.
  3. 53.
  4. şimdi bununla alakalı bir söz yazacağım. orjinali fransızca. feysbukta falan anne üzerine uyarlanıp paylaşıyodu millet bi aralar. ama orjinali baba içindir;

    çocukken benim babam herşeyi yapar deriz.
    10 yaşına gelince hemen hemen herşeyi yapıyordur.
    15 yaşına gelince asabımızı bozuyordur.
    20 olunca salağın teki olur.
    25 olunca o kadar da salak değilmiş deriz.
    30 olunca hay allah keşke babam yanımda olabilse deriz.
    1 ...
  5. 54.
  6. 55.
  7. ergen davranışıdır, geçer.
    babanın gölgesi yeter.
    2 ...
  8. 56.
  9. o.ç'nın yapacağı iştir....babadan nefret edilir mi lan, ölürse görürsünüz hanyayı konyayı...
    1 ...
  10. 57.
  11. baba denen adi aşağılık çocuğun annesine zarar veriyorsa, gayet de güzel ve kolay nefret edilir.
    0 ...
  12. 58.
  13. Yaş ilerleyince pişmanlık verir zira hayatta nefret edicek çok şey görmüşsünüzdür.
    0 ...
  14. 59.
  15. 60.
  16. her baba bir değil tabi ki hepsine kutsal demek mantıksız, ama ufak defek bi tartışmadan dolayı adam gibi babanızı üzüyorsanız kalıbınıza sıcayım, bi de ondan nefret ediyorum diyosaniz sıçıp sıvayayım.
    0 ...
  17. 61.
  18. nefret etmenin dereceleri vardır. bu en üst seviyesi oluyor haliyle bir insan babada olsa karakterini değiştiremezsiniz içinde varmış * sevilmiyor maalesef.
    0 ...
  19. 62.
  20. nefret edilecek özelliklere ve geçmişe sahipse normal durumdur. kan bağı, sizin oluşumuzda başrol oynaması hiç bir şeyi değiştirmez.
    1 ...
  21. 63.
  22. Suçsuz yere anneyi döven babadır.
    0 ...
  23. 64.
  24. sizin konuşmanıza izin vermiyorsa ve hep kendi düşüncelerini baskın çıkarmaya çalışıyorsa sonunda olacak şeydir. son günlerde bende babamdan nefret eder oldum ben ankara da kalmak istiyorum dedim diye suçlu oldum.
    3 ...
  25. 65.
  26. baba bunun olmasına ne kadar diretse de olmaması gereken bir şeydir. vebali ödenmez. ama bazısı da sağlam orospu çocuğu oluyor. görüyor, biliyoruz. ama napacan, babadır işte candır.
    1 ...
  27. 66.
  28. Babası hayatta olmayan birinin lüks duygu olarak baktığı şeydir.
    1 ...
  29. 67.
  30. Babanın olmamasından kötü bir şey varsa o da benim gibi bir babaya sahip olmaktır!

    Şeytanın avukatı - Charlize Theron
    3 ...
  31. 68.
  32. baba olamayıp sadece cocuk sahibi olandan nefret edendir.
    5 ...
  33. 69.
  34. aslında nefrete bir babaya sarılır gibi sarılmaktır, o ''babasızlığı'' bastırmak için. çünkü her nefretin içinde bir özenme hep vardır. mutlaka hem de.
    1 ...
  35. 70.
  36. Gerekli şartlar sağlandığında bir insanın duyabileceği en büyük nefretlerden biridir. Yaşayan bilir ve sadece yaşayan hisseder.
    6 ...
  37. 71.
  38. salakça davranışlarından dolayı bazen farkında olmadan gelişen duygu.
    Bazen insan düşünüyor bu adam bu kafayla bu zamana kadar nasıl gelebildi diye.
    Bak şimdi tosyadan bağ aldık. Çoğu çalışanın hayalidir emekli olunca memleketinden bir yer alıp otla bokla börtü böcekle uğraşmak.
    Güzel bi yeri ucuza bulduk krediyle aldık. Adamın 2binlira maaşı var. Krediyi 1260lira taksitle ödüyoruz.
    Dedim ki"krediyi fazla çekelim vadeyi uzatırız." e sonuçta bağın içinde ev yok. Üç beş kuruşa bi kulübe yaparız geçici olarak dedim.
    Kafasını sikeyim"olmaz ben fazlasını ödeyemem" dedi.
    Gittik bağı aldık ben ıstanbula döndüm elinde kalan üç dört bin tl yle kereste almış bi kulübe çakmış. Parayı yetirememiş gitmiş üç bin tl kredi çekmiş garantiden. Buraya geldik yanında bi iki bin tl daha çekti. Şimdi aylık ödeyeceği para 1700lira oldu.
    Ondan sonra da her siki kendisi biliyomuş gibi konuşur durur. Şimdi ne yarak yiyecez bilmiyorum. Kendisi de bilmiyo.
    0 ...
  39. 72.
  40. salakça davranışlarından dolayı bazen farkında olmadan gelişen duygu.
    Bazen insan düşünüyor bu adam bu kafayla bu zamana kadar nasıl gelebildi diye.
    Bak şimdi tosyadan bağ aldık. Çoğu çalışanın hayalidir emekli olunca memleketinden bir yer alıp otla bokla börtü böcekle uğraşmak.
    Güzel bi yeri ucuza bulduk krediyle aldık. Adamın 2binlira maaşı var. Krediyi 1260lira taksitle ödüyoruz.
    Dedim ki"krediyi fazla çekelim vadeyi uzatırız." e sonuçta bağın içinde ev yok. Üç beş kuruşa bi kulübe yaparız geçici olarak dedim.
    Kafasını sikeyim"olmaz ben fazlasını ödeyemem" dedi.
    Gittik bağı aldık ben ıstanbula döndüm elinde kalan üç dört bin tl yle kereste almış bi kulübe çakmış. Parayı yetirememiş gitmiş üç bin tl kredi çekmiş garantiden. Buraya geldik yanında bi iki bin tl daha çekti. Şimdi aylık ödeyeceği para 1700lira oldu.
    Ondan sonra da her siki kendisi biliyomuş gibi konuşur durur. Şimdi ne yarak yiyecez bilmiyorum. Kendisi de bilmiyo.
    0 ...
  41. 73.
  42. Ben her kaba ve seviyesiz sozunden, tokadindan, tekmesinden, bitmeyen konusmalarindan, cirkinliklerinden, bagirmalarindan, haksiz suclamalarindan, kendini begenmis hallerinden, hayatimi yemesinden, sinirini bizden cikarmasindan, yalan soylemelerinden, baskilarindan icim aciyarak tiksiniyorum. Belki nefret etmek fazla gelir, ama tiksiniyorum ve igreniyorum.
    2 ...
  43. 74.
  44. Eğer ergenlikten veya kıytırık sebeplerden değil de gerçekten derin yaralar açıyorsa sizde ,onu sevmeye çalıştıkça inanılmaz hatalar yapıyor,doldurulamaz boşluklar açıyorsa sizde, olsun bu sefer de o benim babam dedikçe sizi görmek bile istemeyip,lanetler ediyorsa nefret etmek çok da anormal olmasa gerek.
    not:sevgiyle bakan babalarınıza sahip çıkın,onlar çok değerli yazar arkadaşlarım.çunku insanoğlu bu sahipken değerini bilmez,ama siz bilin.
    3 ...
  45. 75.
  46. bir insandan ne kadar çok şey beklenirse; o insandan nefret etme ihtimali de, o kadar artıyordu. ataerkil bir toplumda, babadan nefret etmek; kolaydı.

    yıllar önce babam, annemi terk etmişti. bu durumun negatif enerjisini etrafıma yansıtmayı hiç istemedim hayatımda. nefret ediyordum bundan. ama sevdiklerimle aramda duvarlar oluşuyordu. anlatmayınca kendimi sahtekar gibi hissediyordum. bir gün aşacaktım. zordu. biliyordum.

    o'nunla aramda bulunan, "o" görünmez duvarları yıkmaya gidiyordum. o'nu gerçekten görmeye çalıştığım her anda; bir tuğlaya denk geliyordum. yıkmam gerekiyordu. aradı, gel beni al. evdeyim dedi. gittim, kapıda uzunca süre beklediği belliydi. kafede buluşmak? hayır, olmazdı. her gün gördüğüm yüzü, bu kez perde olmadan görecektim. anlattığımda beni yine de sevecek miydi? bilmiyordum. gözlerindeki duygu değişimini görmek istemiyordum. yürüdük, uzunca süre yürüdük. "işte bana bakmıyor." göz ışınlarını bir kafeye doğrultmuştu. "kadınlar ve kafeler. ne meraklılardı kafelere." elif, sana bir şey söyleyeceğim diye başlayan bir cümleyi, hayalimde söyledim. işte insan hayal kurunca rahatlıyordu. 'bir başlasam', başladım. "babamla annem ayrıldılar benim elif. altı yıl geçti üzerinden. bunu bilmeni istiyordum bir süredir." bana baktı. işte bundan korkuyordum. gözleri eskisi gibi mi bakıyordu? anlamak güçtü. kalabalık, odağımı bozmuştu. boşandılar mı diye sordu, evet dedim. sarıldı.

    her şey eskisi gibi miydi, bilmiyordum. sürekli buluşuyorduk. insan, her gün aynaya bakınca; yüzündeki değişiklikleri fark edemiyordu. işte bu da öyleydi. birkaç hafta geçti. her hafta bir öncekinin kopyasıydı. bana mı öyle geliyordu, öyle olmasını mı arzuluyordum? aksini düşünmek istemiyordum. bugün buluşmayacaktık. zaman sonra mesaj geldi. elif'tendi. "buluşalım" yazıyordu. buluştuk. gittiğimiz kafe, alışveriş merkezinin içindeydi. burada sanki her şey, kadınlar için yapılmıştı. kendimi kadınlar tuvaletindeymiş gibi hissediyordum. insanlar böyle varlıklardı, son raddeye gelinceye dek ne yapacakları belli olmuyordu. gözlerindeki duygu değişimini şimdi fark edebiliyordum. yüzündeki perde yok olmuştu. makyaj? hayır, makyajı duruyordu. o hep olurdu. elif'i zihnimde çağırışım değişti. karşımda bulunan "kadın" konuşmaya başladı. adımla hitap etti. hiçbir şey bir anda olmuyordu. "kaç ay oldu?" dedi masada bulunan desenleri süzerek. "çok güzeldi her şey ama, buraya kadar. seninle bir gelecek göremiyorum ben. kızma bana, lütfen. sen hep demez misin düzen önemlidir diye? babam eski kafalıdır benim, bilmiyorsun. aile kavramını önemser. üzgünüm." işte insan beynine kan böyle ilerliyordu. üzgün müydü, neden göremiyordum ben? "üzgünmüş." üzülmesin, annem bile nefret etmemiş miydi benden? "babasının oğlu." elin kızından ne bekliyordum? "lise biyolojisi, konu genetik." babadan oğla geçen kalıtsal pislikler. işte lisede öğrendiklerimizin hayattaki karşılığı buydu. kadın benimle bir gelecek göremiyordu. insanın değiştiremeyeği şeyler, bunlardı. elinde olmadan gerçekleşenlere, yapılabilecek bir şey yoktu. kadın çantasını aldı. biliyordu, yeterince zaman kaybetmişti. seleksiyon aleyhine işliyordu. daha iyisini arayacak kadar gençti. aramalıydı. gitti.

    masada bulunan telefonuma uzandım. "o'na da uzansam.", "artık yok" rehberi açtım. "neden sustum sanki?" 'ş' harfine bastım. 'şerefsiz.' babamı aradım. birkaç kez çaldı, kapandı. o mu kapatmıştı? babam bizi böyle düşünüyordu. kendisi aradı. alo diyen sesini duydum. yaşıyordu. kapattım. ölmesini istiyordum.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük