şöyle ki malumunuz bir zamanlar lodos nedeniyle bursa da elektrikler sürekli kesilirdi. hele bir de varoşlarda olmazsa olmazlardan birisidir bu. bir gün yine böyle olmuş ve mumla oturuyorduk.
babamın gözleri net ela dır. hani benimkilere nazaran daha belli eder rengini. mum ışığı ya birlikte loş ortamda babamın gözlerine dik dik baktım. aramızda birşey yoktu. durdum durdum ve ''baba gözlerin kedigözü gibi parlıyor yav ehehehe' yaptm. ki, babamın elleri çok ağırdır. tokadı vurduğunda henüz 16 yaşında bir erkek olmama rağmen ağlamıştım. elimde değil ki aga başım çatlayacaktı istemeden ağladım.
vay arkadaş 3 yıl geçmiş. işte ilk ve son tokat oldu o tokat. öyle kalması dileğiyle.*
yaklaşık 15 yıl önce 6-7 yaşlarında iken korku filmi izlemiş ve tuvaletin kapısını açmadan tuvetin kapısına işemiştim.hayatta yediğim ilk ve son dayaktı.
yıllar evvel lisedeyken sabah 7de evden çıkıp bir sonraki gün sabaha karşı 4te gelmiştim eve. o zamanlar cep telefonları bile yeni yeni çıkıyordu, yoktu bende yani. ulaşamadılar doğal olarak.
eve girince bi baktım babam da annemde oturuyor, babam hiçbirşey demeden daldı bana ama ne dalış. ömrümde babamı hiç öyle görmemiştim. annem araya girdi beni elinden aldı falan.
tabi hemen ''nerdesin sen 21 saattir'' muhabbetine girildi.
ömrümde babamdan yediğim tek dayaktır.
tabi o zamanlar anlayamıyosun, 15 yaşındaki bir çocuk tam 21 saattir nerdedir, ne yapıyordur, bunu göremiyorsun. şimdi anlayabiliyorum mesela.
benim çocuğum olsa, 15 yaşındayken tam 21 saattir nereye gittiği belli olmasa canına okurum herhalde.