kimi zaman içerlendirir kimi zaman öfkelendirir kimi zaman duygulandıran laflardır.
- o borcu nasıl yaptın pezevenk! biz 25 kuruşa bayat ekmek almanın derdindeyiz sen neyin derdindesin. git götünü siktir öde borçlarını nasıl ödeyeceksen. bu evdende siktir ol git. yedi günün yetti bıyığın bitti.
bana bir keresinde "ton" demişti çok ağırıma gitmişti... şaka bir yana çok şükür babanın derin yaralar açacağı lafları yeme yaşını çoktan geçtik çocuklukta söylenen lafları koymaz adama lakin yetişkin adam da babadan laf yiyorsa zaten adam olamamıştır.
hiç öyle bakmadı daha önce, oğluna değilde düşmanına bakıyordu sanki. kızardı kıpkırmızı oldu, gözleri doldu. ve şimdilik duyduğum en son sözleri ''siktir git bu evden'' oldu.***
senin değil benim suçum seni ben böyle yetiştirdim diyor ya sözlük 16 saat aralıksız dövse daha iyidir. çok fena yaralıyor; çok ağır geliyor o laf bana.
Hep türk filmi klişesi sandığım cümle "Eğer evden şimdi çıkarsan ölün girer" Hayır, ölünün evde ne işi olabilir? Babam böyle cümleler kurmayı nereden öğrendi? Sonuç olarak; kırdım dizimi acunu izliyoz işte.
okulumdan ayrıldıktan sonra evimize gelen yüklü tazminat mektubunu okuduktan sonra beni yanına çağıran babam, hüngür hüngür ağlayan annemi göstererek;
- Bu manzarayı hayatın boyunca unutma; iyice, dikkatli bak ve asla bu manzarayı göz önünden çıkarma.
10 yıl öncesi olmasına rağmen halen gözümün önünden gitmez.
Finaller bitti, kalınan derslerden büte girildi ve ailenin yaşadığı şehir olan istanbul'a gelindi.
eğitim dönemi boyunca birazcık fazla yemekten ve biraz da hareketsiz kalmaktan dolayı bir kaç kilo almışım. Eve geldiğim anda ailem bunu farketti ve babam " galiba sana fazla para yolluyoruz. Baksana tosun gibi olmuşsun, aylık sana gönderdiğim paradan 200 tl keseyimde öğrencilik nasıl olur öğren " dedi.
Ulan baba tamda ihtiyacım olan anda paranın suyunu kestin, alacağın olsun...