Arabanın anahtarını istemeden önce baba süzülür. Muhtemelen tv karşısında yarı uykulu haldedir. Hazırlamışsın işte çorap falan giyerken karşısına geçersin.
+baba anahtarı verir misin?
-(3-4 dk lık sessizliğin ardından)Nereye gideceksin?
+çarşıya baba
-çok trafik var oğlum boşver .
+tamam baba çarşıya girmem girişte bi yere park ederim.
- tamam al dikkat et . Kasko yok haa
Ya o kadar heyecanlı ve gerilim dolu ki. Ama o anahtarı aldıktan sonraki mutluluk...
- ehliyet ilk alındığında acaba verir mi vermezmi diye araba istenir. bin bir türlü nasihat ve soruyla ( nereye gidiceksin, fazla uzağa gitme, hız yapma, şuna dikkat et, buna dikkat et vs...) karşı karşıya kalırsın.
- bir sonraki arabanın anahtarını istersin çok fazla soruya maruz kalmadan alır ve gidersin.
- bir sonraki evre anahtarı aldıktan sonra sadece anahtarı aldığını haber verip çıkmak.
- son evre sadece anahtarı alıp gitmektir. haber vermek, sorulara cevap vermek, nereye gideceğini hesap vermek yoktur sadece almak vardır.
- baba anahtarları versene bi işim var
+ oğlum ceza falan yersin
- yok baba ehliyeti aldım artık sıkıntı yok
+ o zaman git kendine bi araba al benimkini bırak
- ama baba ya
+ hassittir ne babası kaç gündür annen odama uğramıyor
- bu gece sana annemi ayarlasam?
+ al ama erken gel depoyu da fulle.
bir türlü tadını çıkaramadığım süreç. ehliyetimi aldığımdan haberleri yoktu. yazın döndüğümde söyledim. babam da "e hadi geç bakalım direksiyona, görelim" dedi. yaz boyu özel şoför muamelesi gördüm. iyi de oldu.
edit düdüt: bi dakka ya. ben arabayı hiç yalnız kullanmadım ki. yuh.
Ehliyeti aldığınız ilk dönemler* yaşanılan süreçtir. O arabanın anahtarını isterken babanın olmadık sorularına cevap vermeye çalışmak ayrı bir sendrom.*