tv de haber dinleyen babaannem:
haber : kimyasal madde dolu bir kamyon türkiye'de sırra kadem bastı
babannem : duydun mu mıstafa (babamın adı) kanyon sırrı kadim basmış.
merve--mevre
rümeysa-ümürsa
mayadonoz-maadunuz ( maadunuzu maden suyu anlayıp, marketten maden suyu alıp gelince bi saat dalga geçmişti benimle üstelik kikirdiyordu ama olsun çooook severim ben tontonumu.)
dünyanın en tatlı, en mükemmel insanının replikleridir. öyle değil böyle söylenir o dediğimde; "a yavrum siz bu kadarına dilim döndüğüne dua edin" der bir de...
* carrefour: gaffır.
* fırsat: fursant.
* tantuni: tantünü.
* laptop: taptop.
* "bismillahirrahmanirrahim" de, 2 "rekat" da namaz kıl: "bismiilarahmanirahim" de, 2 "nikiat" da namaz kıl.
* pilav: pilhaf.
* yaylaya: yayliya.
* parayı: pariyi.
* serdar: serdal.
* lahana: ilaana, limon: ilimon, ramazan: ıramazan v.b. gibi başına "ı" veya "i" eklenerek söylenen eski türkçe kelimeler.
araba=makine
yuh dediğini duyar gibiyim sevgili okur ama 10 yıl önce vefat eden büyük büyük annem araba ile ilgili tanımı böyle yapardı. ege'nin şimdi bu kadar popüler olmayan sirin bir kasabasında yokluk içinde büyüyüp yaşamış birisi için çok da abes olmayan bir tanım belki de.
edit: babamın ninesi lan, büyük büyük büyük anne mi oluyor acep?
babaannelerimizin kimi zaman teknolojiye ayak uyduramamalarıyla kimi zaman da yöresel sözcükleri tercih etmeleriyle alakalı durum.
spesifik olarak kimi zaman da kayınvalidelik hisleriye talihsiz açıklamalar yapılabilir,yanlış telaffuzlar doğabilir.
babaannemin bizi sevme şekli:
''-oy kuzum, yavrumun yavrusu yarısı da yılan yavrusu.'' şeklindedir.
inşallah benim melek anneciğim de bunu sadece yanlış telaffuz edilmiş bir kelime olarak algılar. *