Anneanne yada dede'nin ölmesinden hallicedir. Kisinin ne yasadigini acisini bi kisi bilir. O an yer yarilsada icine girsem dersiniz, nefes almakta dahi zorlanirsiniz. Mezara gidip hergün ziyaret etmeler, kendini sürekli onla olan güzel anilarla ve ona olan sayginizla avutmak. Ya sonra? Insanoglunun en igrenc ozelligi olan, unutmak.. Günler haftalari, haftalar aylari kovalarken bir de bakmissinizki vefatin ustunden aylar gecmis ve siz gene gülüyor egleniyor kahkalar atiyorsunuz. Boyle de olmasa hayatta kalamazdik heralde..
Annemle araları pek hoş olmasa da, özünde iyi ve merhametli bir insan olduğuna inandığım için severdim ve ölümüne tabii ki üzülmüştüm.
Lakin anneannem hayatta ve sanırım ömrünün son demleri. Onun öleceği gerçeği şimdiden yüreğimi dağlayan, gözlerimi yaşartan bir gerçek.
Zor günler geçireceğimi biliyorum şimdiden.
Babaanneme rahmet, anneanneme sağlıklı biraz daha ömür diliyorum.
bünyemde öyle çok büyük üzüntü yaratmayacağına inandığım olay.( zira benim için çok çok değer taşıyan bir insan değil, aynı zamanda da annem başta olmak üzere bize yaptığı ekonomik anlamda da dahil çeşitli eziyetlerle hatırlanacaktır.)
yine de zaman zaman da olsa varlığını ararım diye düşünüyorum, neticede öyle ya da böyle bir iz bırakmıştır hafızamda.
edit : bunda da eksileyecek ne buluyorsun arkadaşım, burada belirttiğim tamamen kendi kişisel durumum düşüncem ve inancım. eğer bir sorunun varsa şahsi kinini özel mesaj atarak belirtebilirsin.
Baba veya anneden herhangi birinin ölümünden sonra gerçekleşiyorsa ağır gelmeyendir. Sıralı ölüm dedikleri şey gerçekleştiği için, beklenen bir ölümdür aslında.
Bugun yasadım bunu. Tarifi yok. Hissiz diyebilirsiniz ama hiçbir şy hissetmiyorum. Baska bir sehirde yurttayım. Birden babamı aramadıgım aklıma geldi aradım konuştuk sesi kötüydu nerdesin dedim amcanlardayim dedi babaannemi gormeye mi girtin dedim evet dedi halbu ki babaannem vefat etmisti. Iyi misim paran var mi dedi annesi ölmüştü ama hic belli etmedi param var baba dedim sen nasilsin dedim iyi dedi gorusuruz dedim kapattik. O kadar guclu ve ayaktaydi ki annem arayip soylemese aklimdan dahi gecmezdi. Aklıma tek gelen babam nasıl simdi uzgun mu dedim en cok babami merak ediyorum allah onun basina hicbisey vermesin babamin ömrünü uzun etsin. Allah hiçbir evladi bu aciyi yasatmasin.
Kimi babaanneler vardır "nerede o günler." Dedirtir. Benimki de "yanıyorum" dese bir bardak su vermeyeceğim yaratıklardan.
Caddede gözünün önünde ezilen bir yavru kedi için gözyaşı döken bir insana bunu düşündürtmek sağlam bir irade ve uğraş gerektirir a dostlar. Varın siz düşünün gerisini.
Sekiz ay kadar önce dokuz saatlik yoldan kalkıp cenazesine gideceğimi bile bile gittim. Hastanede gece üçte en son kuzenimle ben gördüm. Annem refakatçiydi o gece.Saat 7.20 de arayıp öldüğünü söyledi. insan kendini mal gibi hissediyor. Yatakta ayaklarımı sallandırıp oturdum. Annemlerin yatağında yatmıştım. Ne o yatağın baba kpkusundan vazgeçebiliyorsum nede kalkıp hastaneye gidebiliyordum. Ne kadar öyle oturduğumu bilmiyorum. Orda otururken tek isteğimin babama sarılmak olduğunu hissettim. Onun bizim canımız yandığında sarıldığı gibi başını omuzuma koymasını istedim. Hayatımda ilk defa babamı ağlarken gördüm. Elleri yüzünde çocuk gibi ağlamasını saklama çabasını gördüm. Bazen aklıma geliyor da gözlerimden akmasına engel olamıyorum.
ilginç ki babam annesine ağlarken ben babamın can acısına ağlıyordum.
Babaannem ben doğmadan önce ölmüş. Sadece birkaç fotoğraftan tanıyorum, onun adını taşıyorum. Onun adına gelen bir mektup bulmuştum, ad soyad aynı görünce duygulanmıştım. Ayrıca babamın kız kardeşime göre bana olan sevgisinde ayrı bir içtenlik ve özen görmem bundandır.
almanya'da yaşayan babaanneni türkiye'ye getirirler. ama ölüsünü... en son konuştuğunda "geleceğim evladım" derken yalan söylemediğinin farkına varmak tek avuntumdu.
vasiyetlerinin hiçbirini yerine getiremedik. beni çocuklarımın yanına gömün dedi. gömemedik.
bana asker ol dedi. olaylar malum... olamadık.
bir de öldükten sonra ağzının kapatılmasını bilmeyecek geri zekalılar yanındayken... morgda gördüğümde suratı mosmordu.
bana şey demişti. "oğlum bak elle,okşa ama girme" ruhu şad olsun.
2009'un 4 haziran günü yaşadığım büyük travmadır.
amcamın arayıp son nefesini veriyor sözü hala dün gibi kulaklarımda çınlar.
En kötüsü de selasını benim verdirmiş olmamdır hiç şüphesiz.
ben yei yaşındayken olmustu. Benim için pekde bir şey ifade etmıyordu ama ne bileyim keşke daha yaşasaydı. Herşey farklı olurdu. En azından tüm amcalarım birbiriyle kavgalık olmazdı.
insan sonsuza kadar yaşayacağını zannediyor öyle dağ gibi gördükçe.. fakat hayat yine bizi en büyük gerçeğiyle sikip atıyor.. zaman ağır geliyor.. ve en sonunda aile tarihimizin bir kısmı yok oldu..
ben çok ölüm gördüm arkadaşlarımı, amcamı,dedelerimi kaybettim ama hiçbiri bende bu kadar boşluk bu kadar acı bırakmadı.
sizi gerçekten karşılık beklemeden seven birinin ölmesi, sırf siz geleceksiniz diye o yaşlı haliyle gece üçlere kadar camda bekleyen birinin ölmesi, sizi gokusu güzel guzum diye koklaya koklaya seven birinin ölmesi, son gününde bile "ben biliyom siz bana söylemiyonuz ben yarini görmem gali aklim basindayken bi kokem" diyen birinin ölümü size ne kadar acı verirse o kadar verdi işte.
kokusu güzel babaannem rabbim mekanini cennet etsin.
o gün üzerimdeki ağırlık kelimelerle anlatılmayacak derecedeydi. Lise sondayız ders coğrafya öğretmen anlatıyor bir şeyler ama içim sıkıntı dolu. Kapı çalıyor sonra , nöbetçi öğrenci beni çağırıyor, sınıf kapısının önünde babam kelimelerini kaybetmiş boş boş yüzüme bakıyor. Ne oldu diyorum babaannen diyor... Sonrası feryat figan.