babaanneleri tenzih ederim ama bir de bu tip kızlar vardır. yaşları henüz 20lerdedir ama 100 kiloya yakın olup sürekli hayatlarındaki "normal" erkek arkadaşlarının özel hayatlarına burunlarını sokarak ve kız arkadaşlarını beğenmeyerek hayatlarını idame ettirirler, e be kızım milleti bu kadar rahatsız edeceğine manyak manyak, git sen de bi sevgili edin de mi ama? yok. ontolojk delilleri bu olmuş resmen.
babacığımın annesi. benim babanneciğim.. çocuk gibi hatırladıgım, çocuk gibi hatırlayacağım.gözyaşlarımı boğazıma kadar getiren can. minik bir kuştu o bize emanetti. ölümüne zerre ağlamadığım dedemin; kolunu kanadını kırdığı darmadağın ettiği kadındı. herşeye gülerdi. sadece gülerdi. fenaydı da ama herşey gitti şimdi..
çocuklugumda oyun arkadaşım. evimizin neşesi. hayatım acımasızlıgıyla savaşmış ve başarmış iki tane 'büyük adam' yetiştirmiş, babaannem benim.
son gecesini benimle geçirmiş, çektiği acılara rağmen her hemşireden üzerime bir battaniye isteyen, yarı kapalı şuuruyla beni düşünen... ben giderken neden gitmesin, halamla ikimizin aynı anda başında kalmamızı isteyen, amleiyattan çıkınca eve gidip çay içelim birlikte diyen....
kulağımda bir şarkı şimdi...
that I lost everything to you
You say you want to start something new
And it's breaking my heart you're leaving
Baby ım grieving
But if you wanna leave take good care
Hope you have a lot of nice things to wear
I'll always remember you like a child girl
Cause I never want to see you sad girl
senden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı babaannem. Her şey tek günde oldu ve tek günde her şeyimi birden kaybettim. Istanbulu bırakıp giderken sırf ıstanbulu bırakıp gitmemişim! O kadar çok özledim ki her gece odanda ve yatağında uyumaya çalışmak ne kadar da zor geliyor gün geçtikçe. Tek çaresizliğim, en büyük acımsın. Seni seviyorum.
adını taşıdığım , gördüğüm en güçlü kadın ; 10 kasım 2010 da kaybettik seni. 1938 in 10 kasımında gelinlikle girdiğin evden battaniyeyle çıkattılar seni. ne yüzünün soğukluğu ne sessiz duruşun hiç biri değilde o battaniyeye sarmaları çok koydu babane, seni gelinler gibi uğurladık boynunda saçlarında hep güller vardı. nur içinde yat gül pembe. seni seviyorum.
küçükken eve bir dilenci geldiğinde ve rahatsız edip de babaannem şüphelendiyse, öyle olmadığı halde '' benim oğlum poliss!'' diyerek dilenciyi korkutmaya çalışan kişi..
yavrum diyerek sıkı sıkı sarılan, öpücüklere boğan, bu yaşımda bile * kucağına alıp seven, 80 yaşından sonra bizimle rahat irtibata geçebilmek için cep telefonu kullanmayı öğrenen, çocukluğum, sığınağım.
hatun kişidir. eğer onun yanında büyüdüyseniz, çocukluğunuz onun yanında geçtiyse, babaanne'nin sizin için ne ifade ettiğini anlatabilecek kelimeleri bulmak zordur... hele ki tam anlamıyla bir çılgınsa, ve hayatınızdaki tüm eğlenceli olayların bir şekilde altından çıkıyorsa o başka bir şeydir... onu bir gün kaybedicek olma düşüncesi bile hayattan soğutur bir anda...
yoktur bir zamandır, öte dünyaya göçüp gitmiştir. varlığında da iyi anılar bırakmamış, annemi üzüp durmuş, "kaynana" olma işlevini eksiksiz yerine getirmiştir. Yine de babamı doğurmuş olmasının verdiği duyguyla mekanın cennet olsun babaanne, nur içinde yat.
okul okumamış, cahil biriyse bu babaanne, 80'ine vurdu mu 8 yaşındaki çocuğa döner. bunaltır, ev halkına kısa süreli sıkıntılar verir. çok konuşur, laf anlamaz. papağan gibi her lafı her gün tekrarlar. allah'ım, yaşlı olunca beni de babaannem gibi yapma diye dua ettirir.
benim için babaanne, yanına çağırdığı zaman nerede kalacam dediğimde mememde yatarsın diyen cici insan, makarnaya makarnama diyen, leğene i leğen diyen, sofra bezine sofra mendili diyen, dişlerini yıllardır değişmeyen yarı şeffaf plastik bardağına koyan. yanında kimse olmadığında komşu komşu dolaşan, hergün kilometrelerce yol yürümekten usanmayan fakat ilgi istediği için yaşlandım diyendir. arayıp hal hatır sorduğunuzda sevince boğulan, yanlız kaldığı akşamlar evinin penceresinin önünde otorup, ankara metrosunun geçişini izleyen kişidir. sabah erkenden kalkıp kahvaltı hazırlar yanına gittiğimde. öğlenleri şekerleme yapar. ben uyurken sürekli gelip üstüm örtülü olsada örtmeye çalışır. üşümesem bile üşürsün der. birtanedir aslında, keşke yaşlanmasa..
onları tanıdığımızdan itibaren hep yaşlıdırlar. anne ve babadan farlıdırlar çünkü size tecrübesiz anne ve babanızdan daha doğru davranmayı bilirler. hiçbir zaman çekirdek aile 3-4 kişi olmamıştır. babaanneler olmadan hiç bir çekirdek meyve vermez.