benimki bi garip cidden garip. beni her aradığında sevgilim var mı yok mu diye sorar iyi birini bul der babama da gidip kiriğin sevgilisi vardır o yüzden geç geliyordur diyip babamı doldurmaya çalışıyormuş. hayır ben anlamadım neden böyle yapıyor. anneme karşı da doldurmaya çalışıyor babamı sürekli. babam da allahtan düzgün bi adam da itimar etmiyor dediklerine. en son sevgilisi varsa var kaç yaşında o ben artık ona karışamam hem zamanı geliyor demiş. iyi demiş.
valla kadın bana sürekli para yollamasa saygım da kalmıcak ama işte öğrencilik el mahkum.
ben bu satırları yazarken kendisi hastahane yatağında cebelleşen büyük insan.
Çok subjektif olduysa tanım geliyor. Babamızın annesi.
Elbette ondan böyle kuru kuruya bahsetmek emin olun ona da haksızlıktır. Çok anlam yüklediğiniz kişiyi bu şekilde tanımlamak en azından benim için doldurulmamış bir ukte gibidir.
Bizimkinin hikayesi farklı.
Doğu karadeniz'in temiz havası ve karadeniz insanın çalışkanlığıyla yetişen bu kadın tam 93 yaşındaydı. Hayır hayır. Geçmiş zaman kullanmama gerek yok. Çünkü hala yaşıyor. Dimdik ayakta olamasa da kazım abi'nin deyişiyle dünya'da bir yerde o. Memleketinde olamasa da. Oradan çok uzakta verecek olduğu son nefesini bekliyor. Belki de Fındık ağaçları altında kazılacak mezarına girmeyi. 93 yaşına kadar sadece bir defa köyünden bir haftalığına köy dışına çıkmış olan bu insanı 93 yaşında köyünden çok uzaklara gitmesine mecbur bırakan şey köyünde onun bakımıyla ilgilenecek kimseler olmamasıydı. Kendi ayakları üzerinde durabildiği zamanlarda her yaz ziyaretine gittiğim bu insan hafızasıyla ve o yaştaki insandan pek de beklenemeyecek derecedeki sıhhatiyle, sohbetiyle her daim hayranlığımı kazanmıştı.
Köy, dere ve babaanne idi yaz tatili benim için. Doğu karadeniz'in kendi haline bırakılmış bu yerleşim yerinde kanserden kaybetmiş olduğumuz yakınlarımızın haline üzülürken babaaneme bakar maşallah derdim her zaman. ''Okusa avukat olurdu'' derler ya. Aynen öyledir durumu. 70 sene önce yaşadığı anılarını dün yaşanmış gibi anlatırdı. Evine alınan televizyonla birlikte ise dünyası daha da genişlemişti. Siyaset, spor, müzik.. Her şeyden haberdar ve dimdik ayakta idi.
Süreç içerisinde kanserden kaybetmiş olduğu oğlu ve yaşanan birtakım problemler sebebiyle o da ağır ağır uzaklaşıyordu dünyadan. 93 yaşında gurbete çıkarken başına gelecekleri belki düşünüyor ama ummuyordu. Vardığı yer ona göre dünyanın bir diğer ucuydu. Coğrafi yapısı, iklim, insanlar ve ortam olduğu gibi farklıydı. Sonuç olarak yaşanan hastalıklar ve hastane günleri onu bu yaşamdan almak üzere. Belki de son 4 aydır dünyadan tamamı ile kopmuş olsa bile hiçbir beklenti içerisinde olmadığınız insanın bile bu halde iken sizi bırakıp gidecek olması düşündüğünüz anda canınızı sıkıyor.
Ben bu satırları yazarken değil ama bir başkası okurken belki çok uzaklarda olacaksın. Bir gün ben de yanında olacağım ancak Şimdilik hoşça kal memeleri göbeğine kadar inmiş tarla ve ev kadını. Hoşça kal..
çok iyi hafızasıyla hatırladığım, yaşadığı, gördüğü olayları izlediği filmleri her ayrıntısına kadar sekmeden, herdefasında anlatabilen insan. beyaz başörtün, burnunun üstündeki gözlüklerin ve umursamaz tavırların....
babaanne kimileri icin bir kelimeden ibaretken bazilari icin hayatin ta kendisi olabiliyor mesela. yarim anne olmasinin tek sebebi sizi dogurmamis olmasi gibi hissedersiniz. hatta akliniz basiniza gelene kadar,alti belki yedi yasina kadar ona anne dersiniz. sizi doguranin kim oldugunu bilirsiniz de manevi baglar daha one gecer bazen. sizi o buyutur, geceleri aglayip uyandiginizda o avutur, onun yemeklerini yer, onun fikirleriyle olgunlasirsiniz. bazen bakarsiniz, gercek annenizle hicbir paylasiminiz hicbir aniniz yoktur ama babaanneniz hayatinizin her aninda vardir. herseyinize katlanir. camlicadan zeytinburnuna giderken cisim var diye tutturursunuz, malum kucucuk cocuksunuz. hic sikayet etmez yari yolda iner yaptirir, tekrar binersiniz otobuse. hayati boyunca her zaman sizi kollamaya calisir ne hata yapsaniz arkanizdadir en cok sizi sever sizi kollar. herseyin en iyisini en guzelini alir. bir dediginizi iki etmez. asla mutsuz olmaniza izin vermez. bazilari icin boyledir iste babaanne, anne gibi. varligiyla yokluk yasatan anneye inat, sahip cikar gibi. bazilari icin babaanne hayat gibidir. varliktir, yokluktur, sevgidir. herseydir.
en kısa tanımı babanın annesidir. ama bazı torunlar için babanın annesinden çok daha ötedir.
babaannem torunu üzüldüğünde ondan daha çok üzülen sevindiğinde ondan daha çok sevilen kişidir. bir torun olarak benim hayatta en değer verdiğim kişidir.
iyi niyeti, fedakarlıkları, bana olan sevgisi ile üstinsanımdır babaannem kendisi bir yana dünya bir yana.
yaza hazırlık için 2 ayda verdiğiniz 5 kiloyu 2 haftada tekrar aldırtandır. sabah ezanı kahvaltı hazırlamaya başlar. hiçbir sabahı boş geçmez. gözleme, pide, akıtma(krep), börek böyle gider. ateşin közüne patates atsa ilk sizi çağırır. bahçedeki kayısının en olmuşunu size ayırır.
65 yaşındadır 10 torununu cebinden çıkarır. tarla bağ bahçe hiç yorulmaz. tam bir Anadolu kadınıdır. hiç şikayet ettiği görülmemiştir. en sevdiği tatlı ekler pastadır. en büyük arzusu bütün torunlarını evlendirmektir.
ikinci annedir, bir tanedir, ogluyla kustur ama torununu cok sever, ilk goz agrim der, cocukken annenden daha cok onunla vakit gecirmisindir belki, sevgi doludur, gitmek istersen ararsin ben geliyorum diye o cok sevdigin sutlacindan yapar apar topar, sarilir ki bir anne sefkatiyle mutlu eder seni. Kisacasi bir tanedir.