çok hoştur ki.kış aylarında kuzinenin olduğu odaya gibip uyuklamayı seversin orda yer sofrasında yemek yemek ayrı bir zevktir.hele babaannen sırf torunu geliyor diye ayakta bile duramazken kuzinenin üstünde kuru fasulye ve dolma yaptıysa.yanına da köy ekmeğini koyar.nerde var ki o yemeğin tadı.sonra gece olur. kapının önüne kurulursun kalabalıksan eğer mini bi ateş yakarsın patates közlemek için veya çay demlersin muhabbet ve cırcır böceklerinin sesleri eşliğinde.ayrıca bütün bunlar anadolu da bir yerde değil istanbul un kirliliğinden uzak şile de bir köyde olur.
anneanne evine göre daha az samimidir. anneanne patatesleri zevkle sobanın fırınına atıp haşlar ve elleriniz yanmasın diye bir güzel soyar. kumandayı alıp rahatlıkla trt 1 i çevirebilir, huysuzluklar yapabilirsiniz ama babaanne biraz daha resmidir. gerektiğinde anında tavrını koyar. patatesleri sobaya koymaktan da üşenir.
kucukken zorla kaldığımız, sabah gün ağarınca koşa koşa anneanneye kaçtığımız evdır. Zamanında babama annelık yapayan kadin bize babaannelik mi yapabilecek sanki.
Anladığım kadarıyla genel olarak insanlar babaanneyi pek sevmiyorlar.
Canınız kadar sevdiğiniz babanıza bir gün bile annelik etmemiş bir kadına akraba gözü ile bakılamadığından, orada kalma fikri insana hoş gelmez. Zira ananesi babanıza da annelik etti ise anane evi gibisi yoktur.
Edit: insanların ne güzel babaanne sevgisi var. Yazik bizim gibilere.