bugüne kadar yapma dediği her şeyi yaptım ve gerçek anlamda hiçbirisinden pişman olmadım. bir kez bile benle oturup baba oğul sohbeti yapıp neyin yanlış neyin doğru olduğunu konuşmamıştır. ben doğruyu da yanlışı da hep kendim öğrendim. şaşırıyorum bazen insanların babaları ile neler paylaştığını duyunca. ben de paylaşmak istemişimdir ama hiçbir zaman buna uygun bir insanmış gibi hareket etmedi. bilemiyorum yani iyi adam, sağ olsun, ama sadece o kadar.
bugün sırf sana daha yakın olmak için döndüm trabzon’a hasret dedikleri bu mu bilmiyorum, dünyada kapladığım yerin küçüldüğünü düşünüyordum ilk zamanlar hatta yaşama devam etme güdüsünü dillendirmenin fahişelik olduğunu idrak ışığı yapmışlığım var.
bir jestin aynı biçimde asla tekrarlanamayacağı yegane durum seni kaybetmek. son okuduğun kitabın ayracına baktığımda, her sabah gün aydığında, yaşa/yaşama ait sıralaması değişken önemlilerim ile karışmışken, her gece uykumdan bir adım önce, günün en zarif vakitlerinde buralardasın biliyorum.
bütün hırslarımın tetikleyicisi, güvenli alanlarım, tutkuyu devraldığım, her şeyi sorabildiğim, görece başarılarım, acı eşiğimin yükseklik belirleyicisi, en temel korkum aslan babam. Bir yıl daha sensiz geçti, anlatacak şeyler biriktirerek.
çok çalışıyorum babacığım, hiç gerek yok oysa, meşgale en iyi tedavi mahiyetinde inan çok çalışıyorum söz verdiğim gibi. sırf senden, emanetlerinden uzaklaşmamak için terk etmiyorum bu ... batmış ülkeyi.
'bugün beraberiz evlat, kimseye söz verme'yi unutamıyorum baba.
zihnimdeki son fotoğrafın, gözlüklerinle kitap okuyorsun, kapıyı çalıp içeri giriyorum, gel bakalım evlat diyorsun, o tebessüm varya unutamıyorum...
kitapların, araban, plakların hepsi aynı yerinde merak etme, gözüm gibi bakıyorum.
bakma anlık hissiyatıma, her şey hiç olmadığı kadar yolunda, senden sonra öyle bir kalktım ki ayağa, arkamda sen varmışsın gibi hep kazandım. emanetlerin güvende, pek çok mutlular merak etme.
öğütlerin kalbimin en güzel yerinde.
her geçen gün eskisinden daha güçlü uğurluyorum seni.
sadece ' nasılsın evlat ' sualini biraz fazla özledim, bugün gözlerim başköşeye biraz fazla ilişti o kadar.
Başrolünü Haluk Bilginer'in oynadığı Türk dizisi. Şu an için uyarlamaya benzemiyor. Bakalım sonraki bölümler neyi gösterecek. Yalnız Haluk Bilginer'in oyunculuğu on numara beş yıldız.
farsçadan dilimize girmiş bebeklerin ba ba ba diye çıkardıkları sesten esinlenerek ortaya çıkmış bir kelimedir. aynı zamanda italyanca, ispanyolca dillerinde de papa şeklinde kullanılır. katolik liderinin adı papa da bu kelimeden ortaya çıkmıştır.
son yıllarda fazla geri planda kalmış çoğunun hayatında bulunan 2 büyük kişiden biri diğeri de anne.
1. son yıllarda ya babalara sürekli "babam beni anlamıoo" diye küfür edilir,
2. ya da anne övüldüğü için babanın övülmesine fırsat bulunmaz.
lan annelikten zor şu babalık. çocugum büyüyünce acaba "ya beni anlamıosun moruk" triplerine girecek mi diye uyuyamaz olur insan.
bir de şöyle bir rivayet vardı hatırladığım kadarıyla bi sahabe ailemden kimin hakkı en büyüktür mü ne öyle bir soru sormuş, resulullah anne demiş. yine sormuş, yine anne demiş, yine sormuş, yine anne demiş, dördüncüsünde baba demiş.
dolayısıyla anne babadan üstündür de lan babaları da sevelim yani, sonra babalara gelmeyelim diye söylüyorum....
Annemin terketmesine dayanamadığı için iyice içkiye düşen, akabinde kendisine özenip eski bir yılbaşı gecesi rakı aldığım. Hayatımın altüst olmasının fitilini ateşleyen yılbaşı gecesi rakıyı kendisine özenip içtiğim. Şahsıyla aylardır görüşmediğim karakter.
Sırf babam diye özgürlüğümü kısıtlayan, makat ağrım yüzünden işe gidemediğim için telefon oynamayacaksın diyen, yakın akrabam. Beni kendinden her seferinde daha da soğutuyor. Sohbete gitti de telefonu öyle elime aldım.
iyi bir babam olduğu için kendimi hep bu konuda şanslı hissetmişimdir. babamın gölgesi bana yeter. annemle beraber kendisi hep ben ve kardeşlerim için çabalamıştır. ikisininde hakkı ödenmez. babamı eski zamanlarda çok üzmüşlüğüm, utandırmışlığım oldu. hakkını helal et baba, benim aptallığım.
anne ile birlikte verdiği sıcaklığı, rahatlığı ve güveni başka kimsede bulamazsınız. yanınızdayken huzur kalbinizden akar. çatısı altında en rahat uykuyu uyursunuz. harika bir enerji katar insana.