Yorgunmuş dediler, kalbin yorulmuş babam, uyutuyorlar seni, az dinlen tekrar gel yeniden aramıza tamam, Dualarım seninle babam.
Babam için dualarınızı istiyorum.
sırtını yaslayacağın dağ yıkılır, sert rüzgarlara maruz kalırsın.
olur olmaz aklına gelir, burnunun direği nasıl sızlar, kalbin nasıl sıkışır anlatamaz, kimsenin görmediği yaşlar akıtırsın gözünden. yaşın kaç olursa olsun babasızlık çok ağır gelir insana.
1 sene be babam ama sanki on sene. boğazımda düğüm, yarım bir nefesle bırakıp gittin...
ağustos sıcağında donarsın,
milyonlar arasında yapayalnız kalırsın,
çevreden duyulan tüm 'baba' kelimeleri kalbine saplanır, kişiyi zavallı hissettirir.
anne ağlar normaldir ama baba ağlarsa büyük felakettir derler.
Geçen hafta yeğenlerim kaybetti babasını. Ben söyledim vefat ettipini onlar ağladı ben ağladım 3 gün gözüme uyku girmedi. Tarif edilmez bir durum anlatılmaz küçük yaşta yaşamak da hiç iyi olmaz. Artık güçlü olma vakti bakacağım onlar için hep bir şey yapıyordum şimdi daha iyisini yapmaya çalışacağım. O masumiyet acıyı paylaşma isteği çok farklı. Kısaca varlığı bile farklı.
yegenle Brookhaven oynuna girmistim konsepti bilmedigim icin ufak bir velet pesimde babam ol babam ol diye kosuyordu anlamiyorum da oyunu yegen nereye ben pesinde benim arkamda 5cm bir velet saga sola kosuyoruz.
anaa velet beni kucagina aldi goturdu illa babasi olacakmisim bu sefer ben onun kucaginda yegen benim pesimde kosuyoruz. serefsiz kurtarmiyor da cips yiyordu.
zorla baba olmak.
oraya buraya yazdıklarım hep kayboluyor, unutmamak için yazıyorum. vefatından sonra yanlış hatırlamıyorsam ikinci kez rüyama girdi. bence kesin teselliye geldi de neyse. bu sefer uyumuyordu. upuzun, huzursuz, yorucu ve kopuk kopuk bir rüyanın sonunda kendimi birden evde buldum. masanın başında üzerinde gri hırkasıyla bir şeylere söyleniyordu bıdı bıdı, belki daha önce bin kere yaşandı bu ama hiçbir zaman böyle güvende hissettirmemişti babamın söylenişini dinlemek. insan o anın içindeyken anlayamıyor bazı şeyleri. keşke sarılsaydım.
Babam küçük bir ameliyat sonrası sürecinde. Doktoru boğazına yapışmaması için nane kekik gibi taneli baharatlar kullanmaması gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine kedisini onun taramaması gerektiğini, tüylerinin de yapılabileceğini söyledim. "Gerekirse maske takarım sorun yok." dedi.
Ne yazık ki sevgili babam bunu söylerken aklıma 3 4 yaşlarımdan bir anım geldi. Sinir hastası olan babam, o yaşlarda bana çok sert davranırdı. Beni dövdüğünde ağladığım için daha da çok kızardı, ağzımı iki elimle kapatarak ağlama huyu edinmiştim.
Karşısında ondan korkusuna rahatça ağlayamayan kendi canından kanından 4 yaşlarında kızı vardı.
Bugün onun ağzından benden esirgediği merhamet ve şefkatin bir kedi için beslediği kelimeleri duyduğumda sadece bunu düşünebildim. içimde o kediyi kıskanan 3 yaşındaki halimi taşıyorum ve bu durum gücüme gidiyor.