marjinal bir grup olmalarına ragmen dinlenesi insanlardır. genelde ankara'da if performance hall da sahne alırlar ama sadece hafta içi gelirler nedense hafta sonu istanbulu tercih ediyorlarmış.
ritim duygusu ve şarkılardaki sözler çok iyi...
sabah uyanmak için de bire birdir
Bulutların üstünden
Bıraktım ben kendimi
Sonunu düşünmeden
Duygular sarınca beni
Gizlice tuttum elini
Yüzüne baktım usulca
Gözlerin fısıldadı ah
Mutluluğu yavaşça
Çiçeklerin kokusu
Dalgaların şarkısı
Rüzgarın fısıltısı
Bir sana bir de bana
Bahçede hanımeli
Gökyüzünde yıldızlar
Yağmurun narin sesi
Şimdi bir anlamı var
Aşk nasıl da kırılgan
Sus dedim ama olmadı
Kalbimden ismin geçti ah
Kimseler duymadı
Çiçeklerin kokusu
Dalgaların şarkısı
Rüzgarın fısıltısı
Bir sana bir de bana.
modern müzik ile etnik müziği sentezleyen ender gruplardandır. Ayrıca Fatih Akın'ın crossing the bridge the sound of istanbul filmindede çok hoş bir performans çıkararak kendilerini tam olarak tanıtmışlardı.
dün vuku bulan babylon konseri, diğer canlı performanslar gibi dolu ve doyurucu geçmiştir. son derece garip bir olaya da ev sahipliği yapmıştır bu konser. babasız kızlar balosu söylenirken elemanın biri kamerasıyla görüntü kaydetmekteydi. şarkı sonunda murat ertel sahnenin en ucunda kafasına göre takılırken el kamerasıyla çekim yapan elemana doğru hallendi ve seyircinin ilk başta şaka olarak algıladığı bir takım hareketler yapmaya başladı. ve ardından bu şaka bildiğin kakaya döndü. eleman sonunda anladı çekmemesi gerektiğini fakat babylon görevlileri çocuğun üzerine gidip, kamerasına çoktan el koymuştu. biraz aşırı bir tepkiydi. bunun dışında sorunsuz ve rahat geçmiştir. oryantaller de gözümüzü gönlümüzü hoş etmiştir her zamanki gibi.
28 ocak perşembe saat 21:30'da babylon'da sahne alacak şukela grubumuz. bilet fiyatı ise 33,5 tl'dir. pahalı olmasına rağmen, güzel bir kış akşamı gidilmesi vaciptir.
insanlardaki farklı olan herşey iyidir şeklindeki sürü psikolojisini çözmüş,
bu sürü psikolojisine hitap edelim cukkamızı dolduralım diyerek herşeyi farklı olan bir iş yapmaya kalkmış bir gruptur bunlar.
dikkat çekmek için işe önce grubun adından başlamışlardır. BABA ZULA nedir yani baba zula.
2. olarak tiplerini düzenlemişlerdir. uzun saç, uzun pala bıyık, abuk subuk gözlükler, kopuk bi tavır ile tiplerini 1970 li yıllar amerikan country müziği yapan tiplere benzetmişledir.
nasıl olsa anadolu sazları prim yapar diyerek ankara misket enstrmanları seçmişlerdir. yaptıkları müzik arabesk, hint anadolu çorbasıdır.
abi bu millet farklı olan herşeyin iyi olduğunu sanan bi sürü psikolojisine sahip o zaman öyle bi müzik yapalım ki herşeye benzesin ama hiç bişeye benzemesin dikkat çeker diyerek yola çıkmışlardır.
2000'li yılların aşık müzisyenleridir. Tamamen doğaçlama çalarlar. içlerinden gönüllerinden geleni akıtırlar notalarla. önceden bir grup vardı adı ZEN olan. akıl hastanesinde konser vermişlikleri vardır. sonradan babazula oldu. murat ertel gibi dahilikle delilik arasındaki ince çizgide yürümeyi beceren kişilik vardır ön planda. fakat grubun tamamı, felsefesi o çizgiyi hissettirmektir zannımca. tam bir sokak müzisyeni ruhu taşırlar herbiri.
murat ertel abimizin zen den sonraki müzik topluluğudur. dinlenilesi ama çalınamayası müzikler icra ederler. canlı performanslarında dansözde varmış artık. meraklısına duyurulur.
ankara misket havalarını kendine göre yorumlayan ama dinleyenler müzikten anlamadığı için amerikayı yeniden keşfettiklerini zannettiği ve çok abarttığı gruptur.