iki taraf da zenginse şahane bir durumdur. buluşurlar, hangimizin arabasıyla devam edelim diye düşünürler, hasılı bir karar verirler. nişantaşında bir caféye giderler, içkilerini yudumlarken çok beğenip düşünmeden aldıkları evlerden, arabalardan bahsedebilirler, yazın tatile roma'ya mı yoksa paris'e mi gitsek diye düşünürler. belki haftasonu için bir madrid kaçamağı iyi gelebilir, yorulduk diyebilirler. belki sadece oturup bizim gibi sizin gibi sohbet ederler. bilmiyorum açıkçası onlardan biri olmadığım için.
taraflardan yalnız biri zengin ise can sıkıcı bir durumdur. ilişki zaten maça bu tabaka farkından dolayı 1-0 yenik başlamıştır (yanlış anlaşılmasın iki taraf da yeniktir, yenen taraf bunları bir araya getiren kaderdir) biri alacağı kotun fiyatını hesaplayıp taksitle mi alsam diye düşünürken, diğeri çekirdek alır gibi villa almaya gider babasıyla. geleceği için iyi bir yatırım olduğundan bahseder. diğeri de bilir o gelecekte yer almadığını. zengin bir aile, evlatlarının sevdiği kişiden ziyade ailesini tanıdıkları bildikleri kendi seviyelerinde biriyle evlenmesini ister ve çok az evlat buna karşı çıkabilir. yer almayacağı gelecekle ilgili planları dinlemek zengin olmayan taraf için can sıkıcıdır. birinin aldığı otomobilin özel tüketim vergisi bile diğerinin almaya yeltenebileceği araba fiyatının iki katı olabilir. bunlar aynı okullarda okumuş aynı yaşlardaki insanlardır, biri tv dizilerindeki gibi hayatı villalar, yalılar, pahalı otomobiller, lüks yaşamdan ibaret sanırken diğeri bildiğiniz türkiye standartlarında yaşarlar. bunlar bazı uyumsuzluklar zorluklar getirse de ismi sevgiliyse bu tarafların mutlaka bir orta yolda buluşmuşlardır
