garip bir şekilde "film repliği" olarak akıllarda yer etmiş basmakalıp bir vaad.
geçenlerde uzun zamandır görüşemediğim bir arkadaşımla, uzun zaman sonra görüşme şansımız oldu ve konu dönüp dolaşıp da "ilişkiler" mes'elesine geldi.
önce banaydı soru, kıdemli gördüğünden belki bilinmez. "limoni" diyerek geçiştirdim ve savdım sıramı. işte tam o anda farkettim ben, hayatımın kadınını eleştirmek konusundaki tek yetkin kişiydim kendime göre. onu sadece ben, yalnız ben eleştirebilirdim. konu dağılmasın, devam.
sonra ben sordum ve "siz ne durumdasınız" demem yeterli oldu. ne isim, ne başka bir şey...
"sorma amk." diye başladı bizimki ve tecrübeyle sabitledik bunu söyleyen adamın sabaha kadar durmaksızın konuşma potansiyeli oluyor. valla bak, dikkat ederseniz dediğim gibi olduğunu göreceksiniz.
- biz o kadar çok şey yaşadık ki olum senle görüşemediğimiz süre zarfında...
+ eee... duyan da aramızda bişey var sanacak lan göt!
- ehehe, öyle değil olum. hani senin haberin yok anlamında.
+ tamam lan, devam et bakayım.
- biz eve çıktık.
+ onu biliyorum.
- doğru. kaç tane içtik lan biz?
+ ...
- neyse bakma öyle yüzüme. bişeyler oldu, sonra bişeyler oldu sonra hamile kaldı senem.
+ bişeyler olduğundandır.
- öyle moruk. kürtaj falan yaptırdık, gitarı satmak zorunda kaldım o sıra işsizdim. amfi, pedal, gitar... hepsini 750'ye verdim.
+ olum sırf gitara üç bin lira para verip de taksitlerini ödemek için götünü yırtmamış mıydın?
- öyle... ama olum bildiğin gibi değil. çok sıkıntılıydı. evdekilerle de görüşmüyorduk o zaman.
+ hala beraber misiniz peki?
- aslında evet ama sanki şey gibi...
+ hiç bir şey eskisi gibi değil di mi?
- aynen moruk.
+ olum sen bir kadının, ne olduğunu bilmeden deliler gibi istediği bir şeyi almışsın ki elinden.
- çok soğuk ama bana karşı. hem hadi kitabına uydurup da aldırmadık diyelim... evlilik falan da dert değil, hallettik say. sonra ne olacak? o çocuğun bakılması kısmı var. benim durumum ortada, senem'in durumu ortada.
+ çocuk ortada.
- çocuk ortada... hem daha askerlik durumları var.
+ kürtajdan sonra yalnız kalmak istedi ve sen de onu yalnız bıraktın di mi lan?
- evet ama nerden bileyim ben olum? kaç kere geldi başıma böyle bir şey?
+ filmlerde böyle olmuyor ya, seviyorum ben o yüzden.
- nasıl yani?
+ hani esas kadın, esas adama gelip de "hamileyim" diyor ve sonra da esas adam yüksek sesle "baba oluyorum" diyerek yengeyi kucaklayıp da "tüm biralar bendeeeen" diye nağralar atıyor ya. onu diyorum.
- sen işin gırgırındasın. baba oluyordum diyorum olum az kalsın...
+ bak işte realitede durum bu "az kalsın baba oluyordum" şeklinde oluyor ya onu diyordum da boşver artık.
velhasılı hepimizin yakın veya uzak çevresinden bildiği, bileceği üzere burada işler böyle yürümüyor. hani biraz daha normalize edelim durumu, onda da muhabbet şu oluyor:
- bakalım işte, yengenle çocuk bekliyoruz.
+ ooo amca mı oluyoruz?
- oluyorsun, oluyorsun da giren bana giriyor.
+ niye ki lan?
- olum bunun hastane masrafı var, bezi var, maması var... nasıl yetişeceğiz bilmiyorum.
+ saçma sapan konuşma olum. veren, rızkını da verir.
- şüphesiz verir de sadece rızkı ile bitmiyor ki olum. bi çay ısmarla da içimiz ısınsın.
+ babaya çay verelim...