her zaman ailenin reisi olarak takdim edilen babanın, çocukların yaşı kaç olursa olsun, çocukların üzerinde hissettirdiği ağırlığının bir yan ürünü olan korku ve kaçınma halidir. o bir otorite sembolüdür, ona tabiri caizse yamuk yapılmaz. babalar bizim için her zaman kraldır ve kral olarak kalacaktır. (bkz: otoriter baba)
babaya duyulan saygının üst versiyonudur. hemen akla şiddet, otoriter yaklaşımlar, yüksek ses tonları gelmemelidir. elbette çeşitli kısıtlamalara gidilmiş, çoğu alanda özgürlük engellenmiştir. fakat büyüdükçe anlaşılmaktadır ki, dozunda bırakıldığında, kesinlikle çocukta bulunması gereken bir duygudur. abartılı şekilde gece yarılarına kadar dışarda bulunmak, sonsuz para harcama isteği, dersleri asmak, ağız dolusu küfürler saydırmak, alkole, sigaraya özenmek * gibi büyümekte olan bireylere çok cazip gelen kötü huyların engellenmesinde en etkili çözümdür. unutulmamalıdır, her yerde olduğu gibi bu konuda da karşılıklı saygı şarttır.
aslında çevreye, mahalleye, arkadaşlara rezil olma korkusudur. baba haddini bilmeyen, burnunun dikine giden ve ağzı bozuk biriyse başa gelen çekilir ya da tıpış tıpış gidilir.
freud'un kuyruğuna takılan adamı allah korkusu ve din kavramlarının menşeine kadar götüren kavramdır baba korkusu. patriarkal fobi çocuğun şuur altında babayı ilahlaştırır. sonra bir çocuk gelir babayı öldürür. kavim lanetlendiğini ve o babanın lanetinin hep üzerlerinde olacağını sanrılar. uzar da uzar.