akla güven, sıcaklık, özlem, gözyaşı, terkediliş, baba sevgisi gibi karmaşık duygular getiren koku.
on bir yıldır duymadığım, unuttuğum, özlediğim koku...
ekmek kokar baba, butun gun ekmek kavgasında canını disine takıp mücadele etmis bedeniyle eve geldiginde hasret kokar baba, umut kokar evladının burnunda...
eve gelir ayağı kokar, traş olur losyonu kokar, yastığına yatılır kafa-ter kombine halinde kokar, alet çantasını ister götürürsün sıcaktır hava terlemiştir koltuk altı kokar. ama en çok koyanıda sabah işe gittiğinde ayakkabılarını görememektir ayakkabılıkta. işte o anda klavyenin tuşları arasına sıkıştırılan harçlık mahiyetindeki parada elinin alnının ter kokusunu ararsın. üzülürsün, canım babam dersin. O kokudan hiç mahrum bırakmamak üzere tanrı'ya; " ben hayattayken acısını gösterme dersin"...
hiç umulmadık bir anda vefat eden babamın defin işlemi bittikten sonra evine girdim. yatağı en son bıraktığı gibi duruyordu. yastığını alıp kokladım. her kucaklaşmamızda hayatım boyunca bana güven, huzur ve karşılıksız sevgi hissi veren o tertemiz sabun kokusuyla karışık onun kendi kokusunu bir kez daha ve son kez içime çektim. çalışma masasının üzerinde bilgisayarın yanında kendi el yazısıyla bana yazdığı, ama göndermeye fırsat bulamadığı mektubu buldum. bilirdi beyaz kağıda dolmakalem ile yazılmış bir mektuba kutsal bir emanet gibi değer verdiğimi ve hergün telefonda konuşmamıza rağmen bana haftada bir mektup yollardı. o son mektubu güzelce katlayıp cüzdanıma koydum, son bir kez yastığını kucakladım ve kokladım. artık bu kokuyu duyamayacağım gerçeğiyle yüzleşmek, hayatımda kabullenmek zorunda olduğum en acı gerçek oldu.
babanız karşınızda iken, boynuna sarılıp o kutsal kelimeyi ona söylemek size ölüm geliyor, ve yapamıyorsanız, yapmak gelmiyorsa içinizden, alamayacağınız kokudur.gözleriniz ona her çarptığında, baba gitme diye bağıran çocukluğunuza acıyor, haline üzülüp, bu yabancı adama kızıyorsanız, duymak ta istemediğiniz kokudur.
kimine rakı, kimine gülsuyu kokusudur. sırf bu durum yüzünden toplum kamplaşır (hatta bazen dandik bi referandurumla kamplaştırılır) insan insana düşman olur.
ağrı kokar... hemofili a hastasısıysanız, herhangi bir eklemde kanama varsa onun ağrısıyla çocuk nidalarıyla ağlarken baba eve girer ve sıradan bi çocuk selzenişi gibi davranır ama ağrıdan aklınız yerinden gitmektedir, hayali arkadaşlarınızla oyunlar oynayarak ağrınızı dindirmeye çalışırsınız... bu yüzden % 100 ağrı kokar..
sıkıntı kokar amk,evi yakmak gelir bazen siktirsin gitsin diye kokusu.
edit: sizde babanıza oğulluk değilde babalık yapmak durumunda kalsaydınız görürdüm eksi veren parmakcıklarınızı.